Yine Khaled Hosseini yine bir dram...
Yine Afganistan yine mazlumlar...
Yine dostluklar yine vedalar.
Ama bu sefer kadın üzerinden çok güzel anlatılan bir roman.
Meryem ve Leyla...
Afganistan'da ki savaşa bir kez daha dikkat çeken yazar; savaşın yine o soğuk yüzünü, ölümlerin en dehşetlisini, kadının aslında Islamiyet'te olması gerekenden tam aksi yöndeki değerini gözler önüne seriyor. Küçük yaşta yetim ve öksüz kalan çocuklar, okul hayalleri kurarken kendini 30 yaş büyük bir adamla aynı evde bulan kızlar, sevdiğine kavuşmayı beklerken olmadık bir şekilde yolları ayrılan adamlar...
Savaşta ölen, yaralanan tüm insanlar... Hepsinin acısı öyle bir işliyor ki insanın içine tarifi mümkün değil. Bazen devam edemiyorsunuz, kendinizi o insanların yerine koyunca bir yumru oturuyor boğazınıza...
Bu kitaptan sonra;
Meryem ve Leyla'nın dostluğunu unutma!
Leyla ve Tarık'ın aşkını da...
Ama en çok savaşın yıkılıcılığını, acımasızlığını ve dünyanın yine sessiz kalışını unutma!
Zaman geçer, dünya döner bin muhteşem güneş yine doğar. Mesele, güneş tekrar doğduğunda senin nerede duruyor olduğun...