Yağmur Türkmen

Ne var ki aşk, böyle bir şey değildi. Bir kere kana karışınca insanı topyekûn zehirliyordu. Ölmemek için tek gereken insanın aşık olduğu kişinin kendisiydi.
İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Reklam
Derya işte bu yüzden kaçıyordu aşktan. Aşk insanın iradesini çalıyordu; çalıyor, ortadan ikiye bölüyor, buruşturup atıyordu. Aşk insanı normal şartlarda asla kabul etmeyeceği bir muameleye razı gelmeye mecbur ediyordu.
İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Gariptir, bir ilişkiye başlamak ona hem zor geliyordu hem de yaşanması, dile dökülmesi muhtemel şeyleri gerçeğe aykırı buluyordu.
İnkılâp YayıneviKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Nasıl oluyor bilmiyorum ama arabada hep güneşin cayır cayır yaktığı tarafa denk gelirim. Araba boşsa hemen gölgeye geçerim ama üç dakika sonra güneş orayı basar. Herhalde ben yönü yanlış hesapladım deyip eski yerime dönünce bir viraj gelir, araba yön değiştirir ve ben tekrar aynı sıcağın altında kalırım. O kadar uzun sürdü ki bu, sonunda güneşle yakalamaca oynamayı bıraktım. Çünkü fark ettim ki, güneş beni takip ediyor. Öyleyse ışığı kabul etmeliyim.
İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Beni, önce sesimi yükseltiyorum ve itiraz ediyorum diye sevdiler. Sonra da sesimi yükseltiyorum diye benden nefret ettiler.
İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Reklam
BİR HAYAT KADINININ ŞARKISI (Nanna'nın Şarkısı)
baylarım, on yedisinde çıktım aşk pazarına ve çok şey gördüm bu arada kötülük çok olmasına çoktu ya oyunun kuralıydı bu da. ama bazı şeyleri de reddettim artık. (Ben de insanım nihayet, değil mi ama.)
Sayfa 74 - kırmızı yayınları
Nasıldı
önce sevinç uyutmadı beni sonra üzüntü nöbet tuttu tüm gece. ikisi de gidince başımdan uyudum, ama ah, her mayıs gecesi bir kasım sabahı getirdi ardından.
Sayfa 122 - kırmızı yayınları
Kopan İp
kopan ip, bağlanabilir yeniden tutar tutmasına ama kopmuştur işte bir kere belki karşılaşırız yine, ama orada beni terk ettiğin yerde bulamazsın beni birdaha.
Sayfa 120 - kırmızı yayınları
yaptım yapabileceğimden fazlasını ben her şey bittikten sonra bile.
Sayfa 110 - kırmızı yayınları
bir sevgiliye dair şarkı
6. Şimdi yok artık hiçbir yerde, yağmurdan sonra kaybolan bir bulut gibi yok oldu, bıraktım onu ve düştü gitti aşağılara, çünkü böyleydi yolu. 7. Ama geceleri bazen, siz beni içerken görürsünüz ya, ben de onun yüzünü görürüm, rüzgarda solgun, güçlü ve dönük bana ve eğilip selam veririm rüzgâra.
Sayfa 100 - kırmızı yayınları
Reklam
Duyumsadığın Her Şeye
duyumsadığın her şeye, ver en küçük önemi o söylemişti, sensiz yaşamayacağını, unutma bunu, tekrar rastlarsan ona yeniden tanıyacaktır seni bana bir iyilik yap ve çok sevme beni son kez sevildiğim zaman, sevildiğim sürece duymadım en küçük bir neşe bile.
Sayfa 92 - kırmızı yayınları
Veda
kucaklaşıyoruz benim ellerim pahalı kumaşa değiyor seninkisi ucuza acele bir kucaklaşma sen bir ziyafete yetişeceksin benimse cellatlar var ardımda havadan sudan konuşuyoruz ve sürüp giden arkadaşlığımızdan başka ne konuşsak çok acı olurdu zaten.
Sayfa 88 - kırmızı yayınları
SURABAYA-JOHNNY'NİN ŞARKISI
hiç fark etmemiştim önce bu adı nerden aldığını ama şu upuzun rıhtım boyunca bütün meyhaneciler tanırdı seni ucuz bir pansiyon yatağında bir sabah denizin gürlediğini duyarım dışarıda ve sen hiç konuşmadan çeker gidersin ve bekler gemin rıhtımda çok kalpsizsin sen Johnny çekip gidiyorsun Johnny, hiç değilse sebebini söyle seni öyle çok seviyorum ki Johnny çek şu pipoyu ağzından, hayvan! Surabaya-Johnny, niye böyle katısın? Surabaya-Johnny, Tanrım, ne çok seviyorum seni Surabaya-Johnny, neşem neden uçup gitti? sen kalpsizsin Johnny ve ben çok seviyorum seni
Sayfa 72 - kırmızı yayınları
Sone no: 19
bir şeyi istemiyorum yalnız: Benden kaçmanı. dinlemek istiyorum seni, sadece yakınsan bile sağır da olsan çünkü, söylediklerin gerekirdi bana ve dilsiz olsan gördüklerin. ve kör bile olsaydın, yine de görmek isterdim seni bekçim gibi yanım sıra gelirdin: yarısına bile gelmedik daha upuzun yolun nasıl bir karanlık içindeyiz hâlâ düşün!
Sayfa 42 - kırmızı yayınları
TATLI RÜZGÂRIN ŞARKISI
koş sevgilim, gel bana, eşsiz misafirim yok benim için senden kıymetlisi ama kollarına alınca beni n'olur olma aceleci. sonbaharda erikleri düşün bir gelmiştir ama devşirme çağları hoyrat fırtına korkutur onları tatlı bir rüzgârdır hani, belli belirsiz sallanır gibi yumuşacık beşikte böyle kopmak ister erikler ağaçtan onlar da uzanmak isterler yere ah, orakçı bırak kalsın bırak kalsın, o bir başak şarabı bir dikişte içme öpme beni giderayak sonbaharda erikleri düşün bir gelmiştir ama devşirme çağları hoyrat fırtına korkutur onları tatlı bir rüzgârdır hani, belli belirsiz sallanır gibi yumuşacık beşikte böyle kopmak ister erikler ağaçtan onlar da uzanmak isterler yere
Sayfa 35 - kırmızı yayınları
239 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.