Birbirimizi idare etmeliydik. Kapışmanın ve karşılaşmanın, yüz yüze gelmenin, tersyüz etmenin, her neyse, her konunun kendine göre bir kum saati, vadesi vardı.
"Boş ver," dedim. Arsızdım. Dağıtmazsam,toparlayamazdım. Dağıtmaya çalıştığım tarafım,dipte bir yerlerde,sislerin arasına gizlenmiş bir deniz feneri gibi uzak ve basur gibi sinsice,sessiz sedasız çakıp dönüyordu.