"Kuyruk acısı tıpkı evlat acısı gibidir. İnsan evlat acısını, yılan kuyruk acısını unutamaz dünyada!...”
- İnsanlar nerede? diye sormuş nihayet küçük prens. Çölde insan kendini biraz yalnız hissediyor...
- İnsanların arasında da yalnız hissedilir, demiş yılan.
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
İlmde yanlışlık ve hata bulunmaz. Kalp böyle bir ihtimale imkân bulamaz. Hatadan emin olmak için, ilm öyle kuvvetli olmalıdır ki, birisi bu ilmin bâtıl olduğunu iddia etse, davasının doğruluğunu ispat için taşı altın, değneği yılan hâline getirse, bu durum o ilme sahip olan kimseyi asla şüpheye düşürmez. Ben on sayısının üç sayısından büyük olduğunu bildiğim hâlde, birisi üç sayısı on sayısından büyüktür. Bu sözüme inanman için, değneği yılan hâline getireceğim dese, bunu yapsa, ben de görsem, bu sebeple bilgimde bir şüphe meydana gelmez. Ancak o kimsenin bu işi nasıl yaptığına şaşarım. Daha sonra anladım ki, bu şekilde kesin olarak bilmediğim ilme güvenilmez. Şek ve şüphe bulunan ilm, kesin ilm (ilm-i yakin) değildir.
' ormanda yürürken bir yılan seni ısırıp kaçtıysa
Onun peşinden gidip bunu haketmediğini anlatmak yerine hastaneye gitmelisin yani aldatılan kişi çözümü aldatanı düzeltmekte arıyorsa zaman kaybeder.
Ilk önce zehirlenmeyi durdurmak gerekir
yani önce kendinle ilgilenmelisin..'
“Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.”
“En az ağzı süt kokan bir yılan kadar samimiyetsizdi sebep gösterdiğin korkular. Gittin; zembereği boşandı ağlama duvarlarımın!
-ki sen hiç bilmedin...'
