...
Dışarıda üşüyen bir Haziran.
Kanımda nikotin cehennemi;
kısa kibrit, uzun duman:
Yaan! Yine yaan.. Yine yaaaan!
Yan ki yangınlar bile yansın;
haklıdır içindeki abdal bırak ağlasın..
...
adı Nevin
şarap içer, rüzgar giyerdi geceleyin
o, kanadı kırık bir kuştu
beyaza vurulmuştu
kimseler görmedi bir başka renk sevdiğini
kimseler
görmedi kimseler kirlendiğini...
Düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa
sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda
ve daha eskimemiş tüfeklerle
ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp
bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda
bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın
ömrünü piç bir bebek gibi
bırakmanın
bulvarlara
bozgunlara
ve yanlış yalan aşklara;
bir bedeli
bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...
biz bu kentlere sığdık aslında
bu kentler bize sığmadı âsiya
ah son kuşlar da vuruldular dağlarda!
herkes fanusuna asmış kendini
bu yüzden beklemiyorum farklı kıyametleri
dışarıda üşüyen bir haziran
dışarıda öldü insan
öldü insan
hiçbir kitaba yakışmadan!
ben de yaza yaza çürütüp dünlerimi
her gün bu cehennemden çalıyorum kendimi
bu yüzden her şey:
şey!
havada hava, günlerinde gün, evlerde sarmısak soğan;
hepsi bu işte basit, olağan
her şey şey’dir; inandıklarımızdır belki de yalan
abarttığımızdır,
kül’dür herkesin payına kalan...