Orwell ve 1984 üzerine.
GEORGE ORWELL “Rusya ve Stalin’i eleştirebilmek entelektüel dürüstlük testidir. Edebiyatçı bir entelektüele göre gerçekten tehlikeli olan tek şey budur.” * diyen Orwell açıkça görüşlerini ifade ediyordu. Orwell ve 1984’ün tüm kapitalist ülkelerde eğitim müfredatlarına, en çok satanlara, mutlaka okunması gereken 10 kitap listelerine birden girmesi
Yaşasın! Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.
Bazen çok korkuyorum. Ama bu; aslanlarımı açıklamama engel olmuyor Çünkü fena halde yaraşıyor birbirine gece ve balta Ve anneciğim derdi vardı neyin altına giysen olur bir siyah pantolonum şimdi gibi ay! Tekhnem dolu müfsidle! Bu da caddelerden derviş dervişegelmeme mâni değildir Yolları ay bastı mı lambalara koşuyorum ya, bundan
Reklam
Çirkin Kız
"Güncellenmiştir 03:48 - 07.12.2018" -Bugün her şey ters gitmek zorunda mı sanki?- Çoraplarım? Yine delik.. Bu kadar dikkat etmelerime rağmen! Çabalarım, devrilmiş çınar ağacının köklerinden yeniden filizlenen yeşil dalların yaşama sevinci gibi adete parmaklarımdan fırlayıveriyor... Askerde neredeyse kaybedeceğim ayaklarımın, bana
Unutulmaz Fyodor Dostoyevski Sözleri Sevmek; Güzel birinde aşkı aramak değil, Bir başkasında; ‘Kendini bulmaktır. - Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır. - Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, ‘kendini
Zihnimde Takılı Kalan Şeyler... Alone Writer
İnsan bir kere kaybolmaya başladımı bütünüyle kaybolmak istiyor; nasıl olsa artık isteseler de bulamazlar beni. Henüz duygularımı kontrol etmeyi öğrenemedim, yüzüme baktıklarında insanların yüzünde bir üzüntü duygusu belirirdi. Belki de bir acımaydı bana üzüntü gibi gelen. Yüzümden okunuyor olmalı bir şeyler yazdıklarımdan okunamasa bile;
Ufka baktı. Gözleri çok güzeldi. Gökyüzü kadar mavi ve bir o kadar da sonsuzdu. Fakat bu güzel gözlerde ayrı bir hüzün vardı. Kendisi sessizdi, gözleri de sessizliğinin süsü. "Gitmek istiyorum buralardan. Çok uzaklara, tanıdığım kimselerin beni soramaya bile gelemeyeceği bir yere." "Neden buradan ayrılmak istiyorsunuz hanımefendi? Çok güzel bir tepe. Her taraf yeşillikler ile dolu, mevsimler ile süslü. Her sabah çiçekler sizi izliyor ve kuşlar sizi selamlıyor." Sakince, bir piyanodan çıkan en hafif melodi gibi hoş bir sesle gülümsedi. "Olaya çok duygusal bakıyorsunuz. Fakat ben bu kadar duygusal yaklaşamıyorum. Artık selamını alamıyorum kuşların, çiçekler ile göz göze gelemiyorum. Ne yeşillikten bir zevk alıyorum, ne de mevsimlerin gelip geçtiğinin farkına varıyorum. Sadece soğukluk hissediyorum. Küçük bir kafes gibi. Her sabah kalkıyorum. Yatağımı topluyorum. Kahvaltımı yapıyorum. Sonra var ise ev işlerini yapıyorum. Misafir gelirse önlerine yemeği tabak ile koyuyorum. Gelmezler ise kendi tenceremden yiyorum. Biraz televizyonu açıp seyrediyorum. Fakat televizyonu kapattığımda Her şey sona eriyor. Sanki her zaman okuduğum bir kitabı bitirmek ve tekrardan aynı kitaba başlamak gibi. Her gün aynı döngünün içine tıkılıp kalıyorum. Bir şeyler yapmak istiyorum fakat Bir süre sonra tıkanıyorum. Ne yapacak bir şey ne de oyalancak bir şey buluyorum. O günkü kalkma amacımı kaybediyorum. Etraf sessizleşiyor, gözlerim tekrardan bu tepelere kayıyor. Bu tehditkar tepelere. Ve yine kalbim sıkışıyor... Galiba burası öleceğim tepe."
Reklam
99 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.