Çatlak duvarlara doldurulmuş bir tutam alçıdır yalnızlık, duvara vuruldukça yeniden çatlar üstüne bir tutam daha ekleyerek ancak kapanır çatlak, sonra yine sarsıntı, yine yalnızlık, yine sarsıntı, yine yalnızlık.
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın büyük ustaları
Avukat, cinayetin namus uğruna meşru müdafaa olduğu tezini savunmuş, bu da mahkeme heyeti tarafından kabul edilmişti; davanın sonunda ikizler bu suçu aynı nedenlerle bin kez de olsa yeniden işleyeceklerini beyan etmişlerdi.
Cinayeti işledikten birkaç dakika sonra kiliseye gidip teslim oldukları andan itibaren savunmanın gerekçesini öngörenler yine kendileri olmuştu.
"Dünya birden dursa
Ters dönmeye başlasa
Hayvanlar insan olsa
İnsanlar hayvan olsa
Zenginler fakir olsa
Fakirler zengin olsa
Fareler kedileri parçalasa
Kuşlarda kurtları
Yeniden dağıtsak kartları
Alt üst olsabbu dünyanın şartları
Çiğnesek ayaklar altında
Baba denen hırtları
O zaman yine gülümserim
O zaman yine gülümserim
Sana b*ktan dünya
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Sevgili tavşancığım,
Sana bir şeyler yazmak yerine milyonlarca şey söylemek isterdim ama artık imkânsız galiba. Sanırım seni çok şaşırttım. Senin intihar planlarınla her dalga geçişimde kendi ölümüme kendimi alıştırıyor, korkaklığımı yenmeye çalışıyordum. Bir de öyle bir hayalim vardı ki gerçekleşmesi demek, yeniden doğmuş olmam demekti. Fakat
“İşte en kötüsü de bu ya! Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Her şeyi en baştan yeniden yaşama şansım olsaydı yine aynı şeyleri yapar, aynı yanlışları tekrarlardım.”
Bir insan ne kadar cesur olabilirse, o kadar cesur... Ne kadar kahraman olabilirse, o kadar kahraman... Ne kadar fedakâr olabilirse, o kadar fedakâr... Ve bir insan ne kadar vatansever olabilirse, Bombacı Mehmed Çavuş o kadar vatansever. Çanakkale'de sadece zaman değil, mesafeler kısalmıştır artık...
Siperler arasındaki mesafe yer yer on-on beş
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
Bir güvercin uçurup kıtalar arasından
Çağırdın beni
Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
Adını söylemek