Gülünç şey. Ufacık odamda işte oturuyorum, ben yirmi sekizinde Brigge ve hakkımda kimsenin bir şey bildiği yok. İşte oturuyorum ve bir biçim. Ve buna rağmen bu hiç, düşünmeye başlıyor, beşinci katta, boz renkli bir Paris ikindisinde şunları düşünüyor: Düşünüyor, mümkün müdür, henüz hiçbir Gerçek ve Önemli, görülmemiş, bilinmemiş, söylenmemiş
Cem
"Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi." (Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup, Birinci Zeyl, Beşinci Nükte)
Reklam
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
Davet
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz.
Sayfa 46 - Abdurrahim KarakoçKitabı okudu
Sahibini Arayan Son Mektup/ Yirmi Beşinci Mektup
"Bugün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini "seni daima seveceğim " diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum, bana en yakın olduğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Ya mektupların? Her birini çok çok öptüğüm mektupların... Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlar da yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istiyorum, bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde seveceğim artık. Sensiz bir dünya yaratacağım senden. Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zaman bitecek ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın , sen eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum, ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana. Anlamıyor musun?
Sayfa 166Kitabı okudu
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isterseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz.
Reklam
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP
“Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde bulamasam, o zaman da kendimi yakarım.”
Sayfa 166 - Everest YayınlarıKitabı okudu
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP
“İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım.”
Sayfa 166 - Everest YayınlarıKitabı okudu
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP
“Bugün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor.”
Sayfa 165 - Everest YayınlarıKitabı okudu
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.