SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, bel ki de otuz yıl ötelerde kalmış Mektup yazsanızz adresi yok. Ögrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz..
Reklam
DAVET "Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, bel. ki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz. "Deli gönül" diye tabir ettikleri gönlünüz söz dinlemiyor. Deli dedik ya, çağır, konuş ve dertleş diyor sana. Bir
Sayfa 45 - 46Kitabı okudu
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP
Niceleri gibi sen de göçüp gideceksin bir gün. Önce gençliğin terk edecek seni. Ellerin buruşacak, belin bükükecek, ak pak olacak saçların. Sonra aynaya bakınca bu gün çok güvendiğin güzelliklerinin de seni birer birer bıraktığını göreceksin.
Sayfa 166Kitabı okudu
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil.
Reklam
YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUP'TAN BEŞİNCİ RİSALE OLAN BEŞİNCİ KISIM
Çünkü gördüm ki insanlardaki ebede uzanıp giden arzuları, emelleri ve kâinatı ihata eden tasavvurat ve efkârları ve ebedî beka ve saadet-i ebediyeyi ve cenneti gayet ciddi isteyen himmetleri ve istidatları ve hadsiz makasıda ve metalibe müteveccih fakr u ihtiyacatları ve zaaf ve acziyle beraber, hücuma maruz kaldıkları hadsiz musibet ve a'dalarıyla beraber; gayet kısa bir ömür, gayet dağdağalı bir hayat, gayet perişan bir maişet içinde, kalbe en elîm ve en müthiş halet olan mütemadî zeval ve firak belası içinde, ehl-i gaflet için zulümat-ı ebedî kapısı suretinde görülen kabre ve mezaristana bakıyorlar, birer birer ve taife taife o zulümat kuyusuna atılıyorlar.
Sayfa 166Kitabı okudu
YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUP'TAN BEŞİNCİ RİSALE OLAN BEŞİNCİ KISIM
اَوْ كَظُلُمَاتٍ فٖى بَحْرٍ لُجِّىٍّ يَغْشٰيهُ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِهٖ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِهٖ سَحَابٌ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ اِذَٓا اَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرٰيهَا وَمَنْ لَمْ يَجْعَلِ اللّٰهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِنْ نُورٍ "Yahut onların amelleri, derin bir denizin karanlıklarına benzer ki, o denizi üst üste dalgalar kaplamış, dalgaları da bulutlar örtmüştür. Karanlıklar birbiri üstüne öylesine bastırmıştır ki, elini uzatsa onu dahi göremez olur. İşte, Allah'ın nur vermediği kimsenin nurdan hiçbir nasibi yoktur." Nur Sûresi, 24:40.
Sayfa 165Kitabı okudu
YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUP'TAN BEŞİNCİ RİSALE OLAN BEŞİNCİ KISIM
Üveys-i Karanî'nin اِلٰهٖى اَنْتَ رَبّٖى وَ اَنَا الْعَبْدُ ۝ وَ اَنْتَ الْخَالِقُ وَ اَنَا الْمَخْلُوقُ ۝ وَ اَنْتَ الرَّزَّاقُ وَ اَنَا الْمَرْزُوقُ… الخ İlâhî, Sen benim Rabbimsin; ben ise kulum. Sen Hâlıksın, ben ise mahlûk. Sen Rezzâksın, ben ise merzuk... münâcat-ı meşhuresi nevinden, bütün mevcudat-ı zevi'l-hayat, Cenab-ı Hakk'a karşı aynı münâcatı ettiklerini ve on sekiz bin âlemin her birinin ışığı, birer ism-i İlahî olduğunu bana kanaat verecek bir vakıa-i kalbiye-i hayaliyeyi gördüm.
Sayfa 165Kitabı okudu
Gülünç şey. Ufacık odamda işte oturuyorum, ben yirmi sekizinde Brigge ve hakkımda kimsenin bir şey bildiği yok. İşte oturuyorum ve bir biçim. Ve buna rağmen bu hiç, düşünmeye başlıyor, beşinci katta, boz renkli bir Paris ikindisinde şunları düşünüyor: Düşünüyor, mümkün müdür, henüz hiçbir Gerçek ve Önemli, görülmemiş, bilinmemiş, söylenmemiş
Cem
Reklam
"Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi." (Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup, Birinci Zeyl, Beşinci Nükte)
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
Davet
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz.
Sayfa 46 - Abdurrahim KarakoçKitabı okudu
Sahibini Arayan Son Mektup/ Yirmi Beşinci Mektup
"Bugün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini "seni daima seveceğim " diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum, bana en yakın olduğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Ya mektupların? Her birini çok çok öptüğüm mektupların... Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlar da yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istiyorum, bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde seveceğim artık. Sensiz bir dünya yaratacağım senden. Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zaman bitecek ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın , sen eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum, ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana. Anlamıyor musun?
Sayfa 166Kitabı okudu
86 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.