Oysa ben, bu kez ardımda hiç bir iz bırakmadan yitiklere karıştığımı sanıyordum.
Sayfa 227Kitabı okudu
Oysa ben, bu kez ardında hiçbir iz bırakmadan yitiklere karıştığımı sanıyordum.
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
“Gün içine sıkıştırılır mı? Bilim ışık saçar, endüstri hareket ederken, Şehrin çocuklarının bir köşede yitmesi, O yıkım içeren sokaklar da göz ardı edilmemeli, Binlerin açlık ve suçla kucaklaştığı, Yorgunluğun kadermişçesine boy attığı, Yitiklere karışmış bir kadının gündelik ekmeği, Yaşam ve ölüm iç içe geçmiştir orada, tavan aralarında, Orada, Oradadır, hastalık ateşi, zindan karanlığı, Ve ürer yoksulluk orada.”
İzimi buldunuz--sen ve herkes Oysa ben, bu kez ardımda hiçbir iz bırakmadan yitiklere karıştığımı sanıyordum...
Sayfa 227
"Ben bilmez miyim ki eşkıya dünyaya payidar olmaz? Sultan Süleymana kalmayan dünya, o Süleyman kuş dilini bilirdi, Kaftan Kafa hükmederdi, işte ona kalmayan dünya, hiç kimseye kalmaz. Biliyorum, İnce Memed de bir gün ölecek, ya da Kö­roğlu gibi, Köroğlu Ürüşan Ali gibi, o da yitiklere karışacak. .. "
*** Kazançlarla yitiklere gelince de, kişilerin sadece rulette değil her yerde bir nedeni vardır; Kazanmak ya da başkasından bir şey almak. Kazanç ve çıkarın kendisi de iğrenç midir? Bu da başka sorun
Reklam
…gene yitiklere karıştılar, bir varmış, bir yokmuşa döndüler.
... Gidelim buralardan....
Araba hazır. Gidelim! Az önce bütün düşündüklerim, kaçmanın başdönmesi içinde yitiklere karışsın bencileyin ...
Sayfa 101
Oysa ben, bu kez ardımda hiçbir iz bırakmadan yitiklere karıştığımı sanıyordum.
Ölüm ruhu yitiklere çok yakıştı
Şu genç yaşıma ölümü yakıştırmayanlara soruyorum, ölüm en çok kime yakışır? Yakışır benim güzel kardeşim ölüm en çok gölgesiyle oynayan çocuklara, gençliğinin baharında güzü yaşayanlara, yaş almış mazide kalmış başa; vursan da başı dağa taşa ölüm en çok bana yakışır.
Reklam
"Ben bilmez miyim ki eşkiya dünyaya payidar olmaz? Sultan Süleyman'a kalmayan dünya, o Süleyman kuş dilini bilirdi, Kaftan Kafa hükmederdi, işte ona kalmayan dünya, hiç kimseye kalmaz. Biliyorum, İnce Memed de bir gün ölecek, ya da Köroğlu gibi, Köroğlu Ürüşan Ali gibi, o da yitiklere karışacak..."
Sayfa 247 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
291 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
2021 yılı Attilâ İlhan Roman Ödülü alan Burası Radyo Şarampol, iletişim yayınları tarafından yayımlandı. Şükran Yiğit’in hayat perdesini aralayıp bizi içine aldığı eser şu cümle ile bitiyor: “Sinema perdesi yavaş yavaş yükselirken saat tam beş olmalı diye düşündüm, birbirimize baktık, bir resmin, bir şarkının, bir şehrin içinden geçtik ve filmin başlamasını bekledik.” s.288 Şarampol mahallesindeki 14 yaşındaki Filiz’in radyoyla, müzikle ve çok sevdiği komşu kızı Mine ablasıyla başladığı hikâye kitabın ikinci bölümünde bizleri Berlin’de bambaşka hayatlara sürüklüyor. Şarampol mahallesinde; yoksul evlerde demlenen sıcacık çaylar, mis gibi kokan turunç reçelleri, höşmerim tatlıları; portakal ağacı altına gömülen kitaplar ve kırık dökük yıkıntılar arasından yeşeren hayatlar var. 1980’li yıllar devrimlere, yasaklara, yitiklere ve terk edişlere rağmen özleniyor. Filiz ve Mine ablası, hayatlarındaki herkesi tek tek kaybedip yeni mekânlarda farklı hayatlara yelken açıyorlar. Müziğin sesini hiç kısmadan, Şarampol mahallesini ve oradaki dostluklarını, ilk aşklarını hiçbir zaman unutmadan, bir yerlerde sakladıkları umutlarını kaybetmeden tekrar tekrar kuruyorlar yeni yaşamlarını.
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo ŞarampolŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2020759 okunma
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.