Geçmişten bana kalan tek şey acılarım şimdi Yarattığım cehennemimde yanıyorum Bir yeni sur daha ekledim bugün ruhumun duvarlarına Kimseye güvenmiyorum, Herkese öyle uzağım ki Artık içimdeki sevgiyi hissedemiyorum Kalbimin en içinden gelip beni saran o sıcak his yok oldu Daha bir duygusuzum, daha da soğuk İnsanlardan igrenmeye başladım Hiçbiri tanımaya değer değil gözümde Hepsi birbirinin kopyası Ve kalbimin en ortasına koyduğum insanlar, Onlar yolunu bulup gitti. Benim bahçeli sokaklarım bir bir soldu arkalarından. Geriye acı bıraktılar, öfke ve çokça kırgınlık. Kırdığım kadar kırıldım ve kırıldığım kadar kırdım herkesi. Ama tek bir şeyi anladım Kırdığım halde beni terk etmeyecek tek şeyin ailem olduğunu Kendimi tanıyamıyorum şimdi Kendime bile yabancıyım Bir zamanlar sevdiğim yitip giden o insanların eseriyim Kendimi bu hale getiren bensem, sebebi de onlar. 30.09.2020 / 22.34
Çünkü çok şey burda oluş, çünkü burada herşey bizi istiyor apaçık, o yitip giden, bize bir tuhaf dokunan şey. Bizi, hem de en çabuk yitenleri. Bir kez hepsi, yalnız bir kez. Bir kez, bir daha yok. Evet, bizler de bir kez. Bir daha yok. Ama bu, bir kez bulunmuş olmak, bir kezcik de olsa yeryüzünde bulunmuş olmak, sanma geri alınabilir.
DOKUZUNCU AĞITKitabı okudu
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
Kerem rüyasında, Allah’a ettiği bir duada, bir yaşam süresi daha istemiş ve kabul olduğunu hissederek uyanmıştır. Evinde bir gölge görerek polise gider fakat evde bir şey bulunmaz. Yalnız olduğunu düşündüğü bir anda o gölge ‘Nome’ çıkar karşısına. Yakın zamanda onu götüreceğini haber vermektedir. Azrail olarak düşündüğü bu gölgenin yardımcısı
Gece Köpekleri
Gece KöpekleriLevent Karakoç · İnkılap Kitabevi · 20219 okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Korkunun Ecele yararı yok
Küçüklüğünden beri karabasanla uğraşan bir kız çocuğu: Damla. Ve gerilimin, korkunun, vahşetin her bette damla damla arttığı bir lanet ve etrafındakilerin çırpınışları... Doktor Koray ise bu laneti ortadan kaldırmak için elinden geleni yapmaya hazır. Tıpkı arkadaşları gibi. Neşeli bir kız olan Damla, arkadaşlarıyla mutlu bir şekilde küçük bir kasabada yaşamını ailesiyle birlikte sürdürüyordur. Ancak o gün her şey değişecektir. . Yitip giden süreler, anımsanamayan anlar, sevdiklerini yitirme korkusu, belleğine güvenememe, gördüklerini kavrayamama ve inancın zorlandığı noktalar... Yüreğinize dikenli teller batacak, onun acısı sizin acınız, onun çığlığı sizin kurtulma çığlığınız olacak. Adım adım sona yaklaşırken 'yok artık' dediğiniz her şey 'var artık' olacak. Korkmamak için gündüz okuyacaksınız ama gündüz de sizi bu lanetten uzak tutamayacak çünkü o asla uyumaz!!! Kimseye güvenme dedirten ilişkiler de cabası. . Şafak Güçlü'nün ilk okuduğum betiği ve kalemini sevdim. Sürükleyici, heyecanlı, korkutucu lanet bir kurgu. :) 2 betiği daha var elimde ancak biraz uzaklaşayım şu lanetten sonra okurum. Korku seviyorsanız öneririm. Yetişkinler için olduğunu belirterek güzel eser için kendisine esenlikler diliyorum.
Büyü  Lanetin Şafağı
Büyü Lanetin ŞafağıŞafak Güçlü · Hiç Yayınları · 201758 okunma
Açık seçik söyleyecek olursak; Enerji ölmez, demektir bu. Enerji yerine ruh kelimesini kullanabilirdik, modern kültür dışında bütün kültürler onun ölümsüz olduğunu kabul ediyorlardı. Ölümle birlikte açığa çıkar ki, her varlığa baştan itibaren nüfuz ederek ona can veren bu öz, yaşamın sonunda yitip gidiyordur. Ama nereye? “Giden” insan, ne olur? Yaşamın enerjisi herhalde hâlâ “oradadır” insanın, tek bir kuantumu bile yok olmaz fakat tam nerede olduklarını tayin edemeyiz. Sadece bedensel açıdan bile, tam bir ölüm olmaz gibi görünür: Bütün atomlar ve moleküller er geç başka atom ve molekül bileşiklerine aktarılırlar, hiçbiri hiçlenmez. Bedenin verili biçimiyle varoluşu sona erer fakat bütün bileşenleri başka biçimlere dönüşür. Ruhun enerjisine de aynı şey oluyor olabilir ve enerji yaşlanmadığından, ruh, yaşlanmakta olan bedende bile uzun süre genç hissetmeye devam edebilir kendisini. Yaşlanan, insanın dışsal görünüş imgesidir, içsel varlığı değil.
BENİM ADIM YUSUF
Yusuf, düzenin tuzaklarıyla dolu sokaklarda, yok edici ve yıkıcı ölümün kıyısında koparılıp umut içeren ve güven veren bir yaşama kavuşturulan bir kimlik. Oturmamış bir kimlik ve kişilik. Yani halkımızın deyimiyle ham bir kişilik. Sıradan hayatlarda olan insanlara kimlik, güven ve yoldaşlık duygusu kazandıran devrimciliğin Yusuf’ta yarattığı
Reklam
Geri120
208 öğeden 201 ile 208 arasındakiler gösteriliyor.