Stefan Zweig, Avusturya’nın küçük bir köyünde postanede memurluk yapan Christine’nin hayatını anlatıyor. Christine, annesiyle birlikte asosyal bir yaşam sürerken, teyzesinden gelen bir telgraf hayatını altüst eder. Teyzesi, İsveç Alpleri’nde lüks bir otelde kalmaktadır ve Christine’i de otele davet eder. Otelde tanıştığı zengin yaşam, Christine’in hayatını etkiler ve dönüştürür. Tatil sonrası köyüne döndüğünde artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Zweig, insan tahlilleri konusunda muazzam bir ustalığa sahip. Yazar Christine’in iç dünyasını, keşiflerini ve değişimini etkileyici bir şekilde aktarır. Roman, ortak acılar ve kaybedişlerle yolu kesişen iki insanın hedefini sorgular. Zweig, karakter oluşturma ve duygu betimleme konusundaki yeteneğiyle okuru derinden etkiler.
“Postacı Kız”, kısa sürede bile hayatın adil olmayan yönünü gören bir kadının hikayesini anlatırken, Zweig’in karamsarlık ve iç çatışmaları ustalıkla yansıttığını görüyoruz. Bu roman, özgürlük arayışı ve dönüşüm temasıyla okurları büyülerken, Zweig’in edebi yeteneği de göz kamaştırıyor.