Gençliğe mesaj
Yiğidim, aslanım, ha gayret eyle Gaflet üstümüzde kalmasın böyle İmanla yatıp-kalk, ihlâsla söyle Kutlu mesaj verilmeyi bekliyor Ölü dünya dirilmeyi bekliyor. Maveradan aşk iksiri sağ gayrı Ellerinde şekillensin çağ gayrı
Sayfa 42
Dondurun beni, baharda çözersiniz!
Cep telefonunu "Ne?" diye açmaya başladıysam kış gelmiş demektir! O zaman beni daha fazla sinirlendirmeyin. Kriyobiyolojiye başvururum, yazdan yaza görüşürüz! Bitti işte! Güneş, ılık geceler, tişörtle sokaklarda dolaşma, karpuz, balkonda uyuyakalıp ister istemez bronzlaşma... Ve fırtınalar başladı. Allah aşkına, sonbahar diye
Sayfa 101 - Epsilon Yayıncılık 6.BaskıKitabı okudu
Reklam
Günümüze kadar gelen vazo resimlerinin ya da heykelsel eserlerin arasında, hiçbir yerde tek göğüslü bir Amazon tasvirine rastlanmaz fakat heykelcilikte görünüşe bakılırsa tek göğüsü açıkta bırakma adeti vardı. Ptolemy göğüsleri açıkta bırakma geleneğini "doğalarında kadınsılığın eksikliğini göstermek" olarak yorumlar. Birçok eski tarihçi
Sayfa 111 - Öteki Yayınevi, 1. Baskı: 1999
Arş
Yedi kat gökler ve yerler Arş’ın yanında sema altına asılmış bir kandil kadardır. Arşın çevresinde yetmiş bin saf melaike tekbir ve tehlil okuyarak tavaf ediyorlardı, bunların arkasında yetmiş bin saf melaike ayak üzerine durup tekbir ve tehlil okuyorlardı, bunlarında arkasında yüz bin saf melaike sağ ellerini sol elleri üzerine koyup her
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Hizmet Burada, Ücret Orada!
Suffa Mektebi’nin gözde muallimlerinden olan Ubâde b. Sâmit anlatıyor, diyor ki: “Ben Ashâb-ı Suffa’da olan bazı kardeşlerime Kur’ân okumasını ve yazı yazmasını öğretirken, bu talebelerimden biri bir gün bana bir yay hediye etmişti. Çok güzel bir yaydı. Hediyesini kabul ettim. Kendi kendime dedim ki: ‘Öyle çok kıymetli bir mal değildir bu… Hem ben onunla cihada katılır, Allah yolunda ok atarım.’ Bunu dedim ama yine de içime bir sıkıntı düştü. Acaba bu hediyeyi almakla iyi mi yaptım, kötü mü yaptım diye… Dayanamadım birkaç gün sonra Efendimiz’in (sas) huzuruna gittim ve O’na başımdan geçeni anlattım. Bir anda Efendimiz’in (sas) yüzünün rengi değişti, ben kızdığını anladım, o anda dedi ki: ‘Eğer boynuna ateşten bir halka takmayı arzu edersen, onu kabul et.’ Bu sert uyarıyı duyar duymaz koştum eve, yayı aldım ve sahibine iade ettim. Bir daha da ilim tedrisatında bana verilen hediyeleri asla kabul etmedim.” [Ebû Dâvûd, İcare, 37]
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
95 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.