Mr. Bennet meseleyi farklı şekilde ele aldı. "Demek Lizzy," dedi bir gün, "ablan aşkta kaybetti. Onu tebrik ederim. Evlenmek kadar, her kız arada bir aşkta kaybetmeyi de sever. Düşünecek bir şey olur, ona arkadaşları arasında bir tür farklılık verir. Senin sıran ne zaman geliyor bakalım? Jane'in uzun süre arkasında kalmaya dayanamazsın. Zamanın geldi. Meryton'da ülkedeki tüm kadınları hayal kırıklığına uğratacak kadar çok subay var. Seninki de Wickham olsun. Hoş adam, seni bir güzel terk eder."
"Teşekkür ederim efendim, ama daha az sevimli bir adam bana yeter. Hepimiz Jane kadar talihli olmayı umamayız."
Onu narin sapının üzerindeki soluk altın sarısı yapraklarıyla zinya çiçeğine benzetti. Ama hayır, bir ruhtu o, ilahi bir varlıktı, tanrıçaydı; böylesine yüce bir güzellik bu dünyaya ait olamazdı.