Bergljot, yaşadığı korkunç çocukluk ailesi tarafından yok sayıldığı için onları terk eder. Miras meselesi yüzünden, aslında hiçbir zaman küllenmemiş ateş enikonu alevlenir…
İçimizdeki anne-baba ölene dek bizimle…Ne mutlu onlarla barışık olana…Öbür türlüsü cehennem çünkü!!! Asla çözemeyeceğiniz, içinizden söküp atamayacağınız, bedeninizde koca bir yara…Durmadan boğuştuğunuz, her seferinde kanatıp beter ettiğiniz, bir türlü kabuk tutmayan…
Çok derinden etkiledi beni. Anlatımı çok gerçek. Çaresizliğini, kafasındaki karmaşayı, acısını öyle iyi dile getirmiş ki gerçek olmalı diye düşündüm.
Dostlarıyla diğer konulardaki konuşmalarını ve kendine yönelik analiz/keşif sürecini de çok sevdim.
Dilinin edebi yönü zayıf. Bıraktığı etki için8️⃣
“Beni ailem gömecek, annem ya da babam cenazede konuşma yapıp yalanlarıyla beni övecekler, bizi övecekler diye ölmekten korkardım.”
“Freud’a göre, savaşın kolektif deliliği ile insanların güdülerini ehlileştirmede sınırları zorlamış medeniyet arasında bir bağlantı vardır. Bu medeniyetin insanları, dürtülerin sağladığı tatminleri bir kenara bırakma yeteneği geliştirmişlerdir, bu medeniyet ölümü, diğerini öldürme, hatta bazı durumlarda sevdiğini öldürme arzusunu reddeder.”