Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çoğu zaman yorgun argın bir şekilde işten çıkıyoruz. Gündelik hayatın koşuşturmacası bizi hırpalıyor. Kendimizi değersiz hissediyoruz. Değersiz hissinin yanında bir de başarısız ve yetersiz görmeye başladığımız zaman ne kadar enerjimiz varsa bitip tükeniyor. Artık tek istediğimiz bir an önce eve gidip yatağın içine girmek ve oradan çıkmamak oluyor. Yatağa yattığımız anda düşünceler üşüşmeye başlıyor zihnimize. Başarısız olduğumuzdan, hatalar yaptığımızdan ve beceriksizliğimizden, herkes hızla yol alırken bizim bir arpa boyu ilerleyemeyişimizden bahsedip duruyor. İyice büzülüyoruz. Gerçekten değersiz hissediyoruz. Hissetmekle kalmıyor buna inanıyoruz. Hoş geldin depresyon... Bu durum bize bir yerden tanıdık geldi mi? Geldiyse şaşırmıyoruz çünkü depresyon artık grip kadar sıradan ve yaygın bir ruh hali. Hepimiz isteksiz, hepimiz düşük bir enerjiyle güne başlayıp günü bitiriyoruz. Kafamızda sürekli bizi eleştiren ve hiç susmayan sesler var. Onlara inanıyoruz. Mesela otobüsü mü kaçırdık. Bunu hep yaparız zaten çünkü beceriksizin biriyiz. Değersizin biriyiz biz. Bir şeyi hak etmiyoruz. Herkes ne güzel mutlu mutlu
Kitup
Hepimiz böyle mi yaşıyoruz? İki yaşam: dışavuran ideal ya- şam, bir de imgelemin egemen olduğu, gizlerimizi sakladığımız içsel yaşam. İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uza- ğımda kaldılar. Tradescant yolculuklarını tamamlayabiliyor. Yol- culuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola
Reklam
Öğrenmek zaman alır hatırlamak ise an meselesidir.
"Her şey bir rüyaydı Vanya." "Neydi rüya olan?" "Her şey. Bu olup biten her şey."
İsim hiçbir şeydir, sezgi ise her şeydir.
Benim vardığım noktada, depresyonun düşüncelerde bir bozukluk içeriyor olması gerektiği idi; depresif kişi kendisi, çevresi ve geleceği hakkında kendine özgü ve olumsuz şekillerde düşünüyordu. Kötümser zihin hali, kişinin duygudurumunu,motivasyonunu ve diğerleri ile ilişkilerini etkiliyor ve tipik bir depresyonun tüm psikolojik ve fiziksel belirtilerine yol açıyordu.
Reklam
Nereye kök salsan bir başkalık bir yabancılık taşıdığını. Nereye adım atsan sona kaldığını. O zaman anlarsın Adem'den bu yana bu yerli olmadığını.
Ya Nakkaş! Biraz gez, dünyanın hiç kimsenin olmadığını anlarsın.
Bir memlekette insanlar namuslu olduklarıyla ayrıca övünüyorlarsa o memleketin hali dumandır. -Yol Ayrımı, Kemal Tahir
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Jung " İnsanlar büyük bir apartmana benzeyen zihnimizin sadece bir veya iki katında yaşıyorlar, gerisini unutuyorlar." gözleminde bulundu. Bireyleşme süreci bizi "geri kalanlar" ile temasa geçirir. Bilinçli " ben" tam bir ruh hali değildir. Farkında olsak da olmasak da eşik altında işleyen bilinçsiz bir arka plan
Sayfa 123Kitabı okudu
Yalnızca hayli uzak bir geçmişe ait acı veren anıları hatırlamakla kalmaz, duygusal bağlamda onlara sıkı sıkıya tutunur, bırakamaz ve onun uğruna elinin altındaki gerçek fırsatları görmezden gelir. Zihnin, hastalığa yol açan travmalara saplanma hâli, nevrozun en belirgin ve önemli özelliğidir.
Sayfa 22
Peki nedir şu adını Hüzün dedikleri Hüzün elde olanı gaib ettiğim için ruhumu bürüyen şeffaf libas kayb olan ve edilen için duyulan üzüntü Hüzün mülkiyet duygusunun bir sonucu Zira bir yaşama sahip ve Malik olduğumu Yani bir yaşamım olduğunu idrak etmeseydim onu kaybettiğimi de idrak edemezdim varlığından haz aldığım şey yokluğundan ötürü bana
İyilik ve İnsâniyet
Osmanlılar, gönüllerini tezyîn eden İslâm ahlakının zarafet ve nezāket numûneleriyle dolu bir hayat yaşamışlardır. Dolayısıyla Avrupa'da insanlar adeta idarecilerinin eli altında esir muamelesine tabî tutularak çok ağır şartlarda yaşarken Osmanlılar'da müslüman olmayan ahālī bile gâyet huzur ve rahat içinde ömür sürmekteydi. Nitekim bu
Sayfa 509 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.