Kitabı çok beğendim. Herkesin okuması gereken bir kitap. Uğur Dündarı biliyordum. Fakat geçmişte bu kadar popüler, cesaretli, çalışkan bir gazateci olduğunu bilmiyordum. Çocukluğundan yetişkinliğe evrilen hayatıve ülkedeki başarılara atmış olduğu imza muazzam. Ayrıca kitap, ülkemde yaşanan tatsız gerçeklerin bundan 20 yıl önce de yaşandığını her zaman özlenen, bize pembe hayallerle anlatılan 90 ların aslında rüşvet, mafya, suikastlerle dolu can acıtıcı bir dönem olduğunuı gösteriyor. Ülkem insanının yıllar geçtikçe daha da geriye gidip gelişmemesi siyasetçilerin tek derdinin menfaat,para olması gerçeği de kitabın bölümlerinde açıkça görülmekte.
Cengiz Aytmatov okumalarım devam ediyor zira geç bulduğum daha doğrusu bir hazine olduğunu bildiğim halde görmezden geldiğim bir hazine membaı Aytmatov. Aytmatov'un çoğu eserinde ana tema "İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sefalet, hasret, müşkülat" ve buna bağlı olarak etkilenen insanların hayatıdır.
Sultanmurat ile başlayayım
Saatler de sahiplerinin mizaçlarındaki ağırlığa, canı tezliğe, evlilik hayatlarına ve siyasî akidelerine göre yürüyüşlerini ister istemez değiştirirler. Bilhassa bizim gibi üst üste inkılâplar yapmış, türlü zümreleri ve nesilleri geride bırakarak, dolu dizgin ilerlemiş bir cemiyette bu sonuncusuna, yani az çok siyasî şekline rastlamak gayet tabiîdir. Bu siyasî akideler ise çok defa şu veya bu sebeple gizlenen şeylerdir. Hiç kimse ortada o kadar kanun müeyyidesi varken elbette durduğu yerde, "Benim düşüncem şudur" diye bağırmaz. Yahut gizli bir yerde bağırır. İşte bu gizlenmelerin, mizaç ve inanç ayrılıklarının kendilerini bilhassa gösterdikleri yer saatlerimizdir.
Plakları anımsadı: “Başkalarının seslerini kulaklarınla, kendi sesini gırtlağınla duyarsın.”Evet. İnsan kendi hayatını da gırtlağıyla duyar, peki ya başkalarınınkini? Umut ve kin dolu, ıssız kentin pusuya yattığı bu yoğun ve basık gecenin ardında gizlenen büyük ilkel gece gibi, ölümlü kalabalığın gerisinde de önce yalnızlık, hareketsiz yalnızlık vardı. “Ama ben, benim için, gırtlağım için neyim ben? Mutlak bir olumlama, bir deli olumlaması: Geri kalan her şeyden daha büyük bir yoğunluk. Başkaları içinse, yaptıklarımla varım.”
Temmuz ayının başlarında kırsal bölgeler, Şamil'in bizzat dağlardan ineceği ve Telav'a saldırı düzenleyeceği dedikodularıyla çalkalanıyordu. Fakat Prenses Anna endişeli değildi. Yağan yağmurdan dolayı Alazani o kadar kabarmıştı ki nehri geçmenin imkansız olduğunu düşünüyordu. Ayrıca milisleriyle birlikte görevde olan kocasından haber