Yetişip geldiğimde sazı çok seviyordum. Oysa yurdumuzda saz günahtı. Bir saza ne büyük hevesim olduğunu babama söyleyemiyordum. Anama ağlayıp sızladım, kendime bir saz aldırdım. Bir gün, iki gün derken, babam evde saz olduğunu görmüş. Anama bağırıp çağırdı. Buyurdu ona: 'Çabbuk yak bunu!'
O tohumu aileden atarız.Allah'ın adına başlattığımız o yolu Allah'ın bizden istediği gibi eğer yaparsak, buna ait adımlar atarsak, insan oluyoruz ya, insan oluyoruz.
4 yaşına, 5 yaşına kadar başkalarıyla yolumuz kesişmiyor akrabalar dışında,sonra okula geliyoruz, büyüyoruz, ortaokula gidiyoruz,büyüyoruz üniversiteye gidiyoruz.
Atmışsa eğer aile, atmışsa o tohumun güzel bir biçimde, bazen o tohum kurda kuşa yem olabilir, bazen o tohum farklı bir biçimle bir şekliyle karşılık bulmayabilir. Ama eninde sonunda aslına rücu eder, helal ile donatılmış bir beden, haram davranamaz, davranamaz. Eninde sonunda helal davranır.
Hazırlık yıllarında okuduğum , denk geldiğim bir kitaptı. Bu kitap sayesinde içimde cümlelere dökemediğim öfkelerin dilimizi itibarsızlaştırmalara karşı yapılanlara en iyi cevabı verecek şekilde anlatan bilim insanımız OKTAY SİNANOĞLU'NA teşekkürü bir borç bilirim . Bir gün Türk evlatları kendi dilini bilmeden yaşamasın sömürülen olmasın diye çabalarını unutmayacağız unutturmayacağız bunu da en iyi gerçekleştirme yolumuz TÜRKÇEMİZİ her yerde kullanma çabamız olacaktır .
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,944 okunma