yönetim; rasgele ve düşünülmemiş eyleme karşıttır, -düşünülmemiş, uygunsuz anlamına gelir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Retorik Üstüne alt başlığı taşıyan Gorgias'da, Kallikles, Khairephon, Gorgias, Polos ve Sokrates, halka söylev ve sözü bir yönetim biçimi haline getirme sanatı olarak da tanımlanan retoriği hemen her açıdan, ama özellikle de siyasal ve ahlaksal değeri açısından ele alıp tartışırlar; bu tartışmalarda Sokrates'in retorik konusundaki öğretisinin, sofistlerin retorik hakkındaki görüşleriyle çatıştığı görülür.
Reklam
Şeyh Sait ve 29 yandaşının idam edilmesi ile denetim altına alınan Doğu’daki ayaklanma, ülkede tek parti diktatörlüğünün kurulmasında önemli bir dönüm noktası oldu. Takrir-i Sükûn kanunuyla hükümet tüm yurtta otorite bir yönetim kurmaya başladı.
480 syf.
·
Puan vermedi
Ebu’l A’lâ El-Mevdudî bu eserinde İslam’i hükümetin zaman içerisinde hilâfetten padişahlığa nasıl geçtiğini güzel bir dille anlatmaktadır. Mevdudî, ilk dört halifenin bu makama dair herhangi bir talepleri olmadan hilafet makamına getirildiklerini ancak Emevilerin söz konusu makam için mücadele ettiklerini ve bu mücadele sonucunda müslümanların
Hilafet ve Saltanat
Hilafet ve SaltanatEbu'l A'lâ el-Mevdudi · Hilal Yayınları · 201665 okunma
...yemek salonunun kızışmış atmosferinde de her çeşidinden sözcükler birbirini bastırarak, sıkıştırarak uçuşuyorlardı: Gelişme, hükümet, edebiyat, vergi sorunu, kadın sorunu, hukuk sorunu; klasizm, realizm, nihilizm, komünizm, enternasyonel, tutucu, liberal, kapital; yönetim, organizasyon, dernek, hatta kristalleşme..!
Sayfa 150Kitabı okudu
Doğumla ölümün arası topu topu bir savaş parçası sahi, kaç kilometreydi yaşantım/ kaç litre hava çektim ciğerlerime ve kaç litre yaş döktüm yüzölçümü neydi yüzümün para birimi duygularımın ve bayrağı düşüncelerimin yüreğimin dini neydi/ nasıl bir yönetim şekliydi bedenim!
Reklam
Meşhur bir atasözü vardır: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar bestelerler”. Gün geçtikçe insan nesli sürekli değişip yenileniyor. Her nesil, kendisiyle birlikte yeni kavramlar, yeni istekler ve yeni ihtiyaçlar getiriyor. Yeni nesillere artık eskimiş ve gerçekten zamanı geçmiş yönetim biçimleri zorla uygulanamaz..
İkinci Abdülhamid dönemi “istibdad” tartışmalarında sıklıkla dile getirilen Sultanın kuşkucu, baskıcı ve yasakçı yönetim anlayışının, psikiyatrinin gelişimine ket vurduğu, bimarhanenin ıslahının bu yüzden gerçekleştirilemediği iddia edilebilir; fakat unutulmaması gereken nokta, bu düşüncelerin tamamının İkinci Meşrutiyet sonrası ortamında yazıldığı bir kısmının da Cumhuriyet sonrasında kaleme alındığı; yani önemli ölçüde siyasi konjonktürün ürünü olarak hâlihazırdaki siyasal düşünceyi bu anlamda “ilerici” ve meşru kılan özellikleri barındırdığı göz ardı edilmemelidir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.