Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
161 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Şiir okuyarak şarkı söylemek mi istiyorsunuz? Bu şiir kitabını okuyun. Şaka şaka. Ama duyduğumuz çoğu şarkının çıkış noktası Sabahattin Ali dizeleriymiş okurken anladım. -Şakasız- Okurken bir anda şiir kitabından çıkıp konser alanında bulurken biraz gariplik yaşadım. Ama dili hiç ağır değil yağ gibi kayıp gidiyor okurken. Paylaşmadan duramayacağım bir örnek, önce hikayesi: Nükhet Duru'nun seslendirdiği şarkının, The Weeknd - Often şarkısında kullanıldığını yeni öğrenmenin verdiği şaşkınlıkla şarkıyı bir güzel benimsedim. Meğer dizeler Sabahattin Ali Beyefendi'ye aitmiş. Hakkı yendi beyefendinin gibi hissettim. Seneler sürer her günüm, Yalnız gitmekten yorgunum; Zannetme sana dargınım, Ben gene sana vurgunum. Başkalarına gülsem de, Senden uzakta kalsam da, Sevmediğini bilsem de Ben gene sana vurgunum.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921,1bin okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
Kitap herşeye sahip,genç,sosyal bir genç kız olan Veronika’nın,sebebinin Slovenya’nın haritadaki yerinin bilinmemesi nedeniyle kalkıştığını yazdığı (tabii bu gerçek sebep değil) bir mektup bırakarak,kendine en uygun bulduğu şekilde intihar etmesiyle başlıyor.Ve gözlerini açtığında Villete Akıl Hastanesi’nde buluyor kendini.İçtiği ilaçların
Veronika Ölmek İstiyor (Mini Kitap)
Veronika Ölmek İstiyor (Mini Kitap)Paulo Coelho · Can Yayınları · 201877,7bin okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Henüz Vakit Varken Gülüm - Nazım Hikmet Ran
Henüz Vakit Varken Gülüm bir sunuş ile başlayan, Nazım Hikmet'in birbirinden anlamlı şiirleri ile devam edip biyografisi ile son bulan, bir solukta okunacak bir eser. Neler yok ki içinde, Nazım'ın Piraye'ye yazdıkları, parmaklıklar ardındaki duyguları, siyasi ve sosyal düşünceleri, sevinçleri, üzüntüleri... Öylesine etkili yazmış ki şiirlerini
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202223,4bin okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Yeni bir yazar keşfetmenin mutluluğu içindeyim. Çok bilinmeyen unutulmaya yüz tutmuş Selçuk Baran, gerçekten okunmayı hak ediyor. Neden az okunduğunu anlamış değilim. Oğuz Atay gibi o da döneminde okunmuyor. Bu durumu şu sözleriyle dile getiriyor: "Yazı yazmayı son iki yıldır bıraktım. Nedeni de, Türk okuyucusuna bir türlü ulaşamam, bu yüzden de okunamamam.( ...) Demek ki ben okuruma yakın olmayı beceremedim, bu yüzden çekilmeye yöneldim.Gerçi insan başkaları için değil, kendisi için yazar." Maalesef ki Selçuk Baran, günümüzde de okunmuyor. Elimden geldiğince onu ve eserlerini burada tanıtmaya çalışacağım. Bir Solgun Adam'da, emekli bankacı Mehmet Taşcı'nın işini ve ailesini bırakıp bir çatı evinde yalnız başına yaşaması anlatılıyor. Mehmet Taşcı'nın başından geçen olayları hem günlüğünden okuyoruz hem de 3.tekil kişi anlatımıyla ona dışardan bakıyoruz . Bu anlatım, benim çok hoşuma gitti. Aylak ve tutunamayan bir karakter olan Mehmet Taşçı, aslında hayatı, insanları seviyor. Tam bir tutunamayan değil. Daha çok aylaklık var. Altını çizdiğim çok cümle oldu ve beni çok dinlendiren bir okuma oldu. Hani bazen her şeyi bırakıp gitmek isteriz. Farklı hayatlar, farklı insanlar ve farklı yerler görmek isteriz.İşte tüm bunları Mehmet Taşçı yapıyor. Her satırda onun yalnızlığını okuyoruz: "Yorgunum...Yalnızım...Ya da bilmediğim bir hastalığa yakalandım." Kitaplara tutunanlardan : "Kimsem yok...Hiçbir şeyim yok, kitap raflarında duran üç beş tozlu kitaptan başka." Yavaş yavaş akan ve dinleneceğiniz Bir Solgun Adam'a lütfen şans verin. Umarım Selçuk Baran edebiyatımızda hak ettiği yere gelir.
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010829 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
Öyle incecik salındığına, ayaküstü okunuverecekmiş gibi durduğuna, kapağındaki çürümüş mandalinanın bile pamuk şekeri gibi göründüğüne bakmayın! Tek nefeste okumaya kalkıp nefessiz kalan, yoğun ve karmaşık söylemlerini algılamak için aynı satırı en az üç kere okuyan ben; doğrularıma ters düşen onlarca düşünce ile bir
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,4bin okunma
161 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Seneler sürer her günüm Yalnız gitmekten yorgunum Zannetme sana dargınım Ben gene sana vurgunum Başkalarına gülsem de Senden uzakta kalsam da Sevmediğini bilsem de Ben gene sanavurgunum Dağları aşınca başım Geri kaldı her yoldaşım Gerl sevgilim gel kardaşım Ben gene sana vurgunum Gönlüm seninkine yardı Aynı şeyleri duyardı Ayaklarımız uyardı Ben gene sana vurgunum
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921,1bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Çok yorgunum ve bu asla geçmeyecek. Bana tam olarak ne için yorgunsun diye sormayın, bilmiyorum. Çünkü bu bütün gün çalışıp eve geldikten sonra uyumakla geçecek bir şey değil, beni yaşamaya zorlayan bir yorgunluk.
Ben Bu Denizde Boğulurum Dedi Balık
Ben Bu Denizde Boğulurum Dedi BalıkRolan Aybey · Olimpos Yayınları · 2019494 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
ÖZ ELEŞTİRİ!!! Kızım iki yaşındaydı. Dışarıda geçirdiğimiz bir günün sonunda eve dönüyorduk. Eşim arabayı durdurdu, 'Siz inin, ben arabayı park edip geliyorum.' dedi. Bunu söylemesinin ve bizim arabadan inmemizin üzerinden iki dakika bile geçmemişti henüz, kaldırımla indiğimiz yer arasında sadece bir metre vardı. Kızımın elini tutmak istedim ama
Sindrella Kompleksi
Sindrella KompleksiColette Dowling · Afrika Yayınları · 2020673 okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
Yazarın dilini anlatmaya doğru kelimeleri bulmak öyle güç ki eski zamanlardan kalma bir zanaatı icra eder gibi ilmek ilmek işliyor adeta kelimeleri satırlara. Hiç ummadığınız bir kelime alıyor ve götürmeyi de başarıyor üstelik. Zamanlı zamansız yollara, yolculuklara bulaşıyor, toza toprağa karışıyorsunuz onunla satırlarıyla. Bu denemesinde yer yer gezip gördüğü, şahit oldukları yer yer de kendi içine yaptığı yolculuklarla çıkıyor karşımıza. Bir ucu Kafkaslar, Rusya, Tebriz, İsfahan derken kültür turu atmayı, kalpten kalbe, ruhtan ruha, insandan insana yolculuk yaparak dokuyor kelimelerini. Bazen öyle yerlerden geliyor ki kelimeleri; sözü edilmeye edilmeye yitirilmiş hislerin hatta rutubetli bir odanın içindeki üzeri tozlanmış raflardan inme kalın kitaplar içinden çıkar gibi. Haykırıyor çoğu zaman, ‘insana, kimsenin etmediğini eden de yine insan.’ diye, sorguluyor satır başlarında; ‘sahi biz niye böyleyiz?’ diye, sanki cevabını bulabilecekmişiz gibi. Bilsek de söyleyecekmişiz gibi. Biz bu kadar cesaretliyiz miyiz ki? Hatalarımızı kabullenip yüksek sesle söyleyecek kadar? Yorgunluğumuz; asırlardan kalma, insanlık tarihinden bu yana taşıyamayacağımızı bildiğimiz yükleri sırtlanmakla, sonunu göremeyeceğimiz yolculuklara çıkmakla, yapmamız gerekenler listesine yenilerini eklemekle ve hayata geç kalmışlıkla daha da katmerlenmiyor mu sanki? Belki de bundandır yazarı şu satırları yazdıran; “Belki her şey bir şey içindir. Bunca yaşanmışlık bir tek yaşamak içindir.” Yaşayabiliyormuşuz gibi ya da yaşamayı biliyormuşuz gibi... “Siz gidin, ben çok yorgunum. Konuşacak çok şey, yürünecek çok yol var. Oysa ben çok yorgunum.”
Mimoza Sürgünü
Mimoza SürgünüNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20202,518 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ben üzgündüm ama onlara yorgunum dedim.. Küçük prens İnsanlar önemsizce nasıl olduğumuzu sordukları için üzgün olduğumuz halde hep yorgunum diyoruz, çünkü biliyoruz kimse kimsenin üzgün oluşunu umursamaz.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,4bin okunma
321 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.