Ve bu hep aynı olan akşamlar zincirinden sonra, aynı uzunlukta sürekli tekrarlanan sahnelerden başka birşey beklemiyordu doktor Rieux. [...] Yalnızca bir sey değişiyor muhtemelen, o da Rieux'un kendisiydi. [...] Bu yorucu haftalardan, tüm bu gün batımlarından sonra [...] anladı ki Rieux, artık merhamete karşı koyması gerekmiyordu. Merhamet duymaktan yorulur insan, eğer bir faydası yoksa. Ve bu yavaşca kapanan kalbinin verdiği duyguda, bu yorucu günler içerisinde tek hafifletici olguyu buldu doktor. Bu durumun işini kolaylaştıracağını biliyordu. Ve ondan dolayı sevindi buna.
Sayfa 105Kitabı okudu
Cənab Munini qaçırma:d
Ah, bu gözləmə! Bilsəydiniz nə qədər çətin va yorucu işdir. Saniyələr güclə sürünür, qurtarmaq bilmir. Bu cür keçən bir saat bütöv bir ömür kimi görünür. Bunu yoxla maq istəyirsinizsə, heç olmasa həftədə bir dəfə kimisə bir neçə saat gözləməyə çalışın. Onda görəcəksiniz ki, gün necə uzandıqca-uzanır, sonu görünmür.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Atatürk’le canlı kanlı karşılaşan Haldun Taner’in nacizane yorumu
O gün, orada, onun karşısında çocuk kafamın koyduğu teşhis şu oldu: bu gözlerden hiçbir şey kaçmaz arkadaşlar. Bu adam kandırılamaz, aldatılamaz. Bu adam mugalataya, laf cambazlığına pabuç bırakmaz. Bu adam ,bilmek için öğrenmiş olma ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. Ona bir şey anlatmak, izahat vermeye kalkmak fuzulidir, manasızdır, saygısızlık, haddini bilmezliktir. Müdürle hocanın şimdi onun karşısında bu kadar gülünç görünmeleri işte bundandır. Onun kimseyi dinleme ihtiyacı yoktur. O, söylenecekleri, sade söylenecekleri değil, belki üç gün, beş hafta, sekiz sene evvel söylenmiş olanları da tahmin etmekte ve her şeyi onun tahmini gibi çıkmaktadır. Böyle bir insanın hayatında hiçbir süpriz olmazdı beyefendiler. Yaşamak, onun için sadece, tahminlerinin doğru çıkışını idrak etmek demektir.
İşte burada boğucunun hikayesi, daha anlatılmamış, Öldürdüğünü söyledi 13 kadını, genç ve yaşlı. Yakalanması zor katil, işte gidiyor, Dolaşma arzusu onu nereye götürürse, kimse bilmiyor gün ışığına vuruldu, Yanlış yolda ipucu bırakmadan. Genç ve yaşlı, dudakları kapanmış Ölüm sırları açığa çıkmamış. Belki kafadan kontaktı, Ama polise yakalanmayacak kadar akıllıydı. Sırrının açığa çıkması ona ün getirmiş, Ama ailesine istenmeyen bir utanç vermiş. Bugün oturmuş hücrede, Anlatabileceği bir sırrı var derinlerde. İnsanlar hala şüphe duyuyor, Boğucu'nun hapiste mi dışarıda mı olduğunu soruyor.
Sayfa 91 - Boston Canavarı Diğer İsimler: Albert Henry DeSalvo, Yeşil Adam,Ölçücü Adam,Boston'ın Deli BoğucusuKitabı okudu
Canı cehenneme rahat uyuyanın Kapısını örtenin perdesini çekenin. Yüreği yalnız kendiyle dolu Duvarları ancak çarpınca görenin. Canı cehenneme başkasının yangınıyla Evini ısıtıp yemeğini pişirenin. Bahçesine dek gelen alevleri Şehrayin sanan aptalın Canı cehenneme, camlarında Parçalanmış cesetler uçarken Bir iğdiş incelikle çiçekleri
Sayfa 65 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Caferiler ve Muharrem Orucu
Mesela birçok kimse “Câferîyiz” derler, namaz da kılarlar. Fakat vakitlere dikkat etmezler. Öğle namazını ikindi vaktinde, ikindi namazıyla beraber kılarlar. Bazen de öğlenin hemen arkasından ikindiyi, akşamın arkasından ikindiyi, akşamın arkasından yatsı namazını kılarak işin kolay tarafına kaçarlar. Ramazân-ı Şerîfte oruç tutmayıp Muharrem'de on gün oruç tutarlar. Bu âdeti Câfer-i Sâdık hazretlerine isnâd ederler. Şüphesiz ki bu da ona bir iftiradır. Hiç aklım kabul etmez ki Kur'ân-ı Kerîm'de orucun Ramazan ayında ve bir ay olarak tutulması emrolunurken, ne sahâbî ve ne de tâbiînden bir kimse buna muhalefet etsin de Muharrem ayında on gün oruçla işi kapasın; bu olacak şey değildir!
Sayfa 81 - Seha NeşriyatKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.