Ve bitti...Okuduktan sonra ne hissettim, açıkçası ortadayım bu kitaba karşı.. Sağ-sol kavgası, devrim mücadelesi,işçilerin sendikalaşma çabası, ağalık sistemine eleştiri, komünizm... her şeyden birazcık var kitapta. Peki niye çok bayılmadım şöyle ki, olaylar ağa oğlu olan Muhsin adında bir gencin hikayesi üzerinden anlatılıyor. Muhsin felsefe öğrencisi, devrimci, ağa oğlu olmaktan utanç duyan ve kadınlara karşı takıntılı şekilde tutkulu ama ne istediğini bilmeyen yalnız yaşayan bir genç. Yazar paragraflarca Muhsin in içsel konuşmalarını aktarmış bize, kitabın yarısından sonra ben bu durumdan çok yoruldum mesela. Muhsin in her şeyi eleştirip hiçbir şey yapmaması ve çok ince düşünceli bir insan gibi görünüp kimseye gerçek anlamda kıymet vermemesi de sinirlerimi bozdu. Arada Nedim hoca, Salih veya başka karakterlerin ağzından çok güzel dönem tahlilleri yapmıştı yazar ama ne yazık ki Muhsin in fantezi dünyası arasında durumun ciddiyeti hep bir yarım kaldı okurken. Fikrimce yazar, Oblomov un tembel, Zorba nın bağımsız, Roquentin in sürekli bulantı duyan karakter özelliklerini alıp ortaya bir Muhsin yaratmış..Kitabın yazılış amacı "Muhsin'in hayatı" değilse yaşanan olayların okuyucuya aktarımı tam olamamış... Güzel kitaptı ama yordun be Muhsin...