Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Kaan isimli okurun asıl gönderisini gör
Sultannn okurunun profil resmi
Ellerine sağlık. Çok güzel noktalara değinmişsin. Özellikle kamu spotları muhteşem. Yazarı hala anlamadan okuyanlar var. Yazar basbas bağırıyor, kırsal kesimde bunlar oluyor diye. Ama hassas bünyelere ağır geldi sanırım gerçekleri okumak. Biz her ne kadar kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi kapatsak da yazılanlar hep yaşandı ve yaşanıyor. Gazetelerin üçüncü sayfaları bu tür haberlerle dolu. Osman Şahin'in özellikle bu kitabını okuyup inceleme yazarak, yazara karşı bir düşmanlık oluşturmaya çalışanları anlayamıyorum. Yazarın tek kitabı bu değil, tanımayanlara ön yargı oluşturuyor bu tür incelemeler. Umarım yazarı bir kitap üzerinden değerlendirmezler. Bu güzel ve değerli inceleme için teşekkür ederim.
Kaan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Begenmenize sevindim. Dediklerinize katılıyorum. Yazara karşı düşmanlık yaratmak için inceleme yazanları ben çok iyi anlıyorum. Yani ne niyetle ne amaçla bunu yaptıklarını büyük ölçüde görüyorum. Nitekim bunu görmek için üst düzey birikime gerek yok. Bununla birlikte daha önce de benzer olaylar oldu bu sitede. O zaman da konu Elif Şafak'ın Mahrem kitabıydi. Ona da pedofili var dediler birebir aynı şekilde ve aynı kişiler. Elif Şafak mimli ve sevilmeyen bir isim olduğu için tepki çok daha şiddetli olmuştu. Öncesinde de malum Zümrüt Apartmanı olayı olmuştu. İnsanların öfke hat safhada, sağduyu sıfır seviyesinde. Mahrem kitabını o esnada okudum. Lanse edildiği gibi bir durum söz konusu değildi. Onda da mağdurun psikolojisi anlatılmış. Ve bu arada kitap edebi açıdan kötüydü ama bu konumuz değil. Sonuç olarak görüyorum ki aradan geçen iki senede ne linç ettirenler ne de linç edenler değişmiş. Aynı tas aynı hamam devam. Anlıyorum aslında ama kesinlikle katılmıyorum. Ben de çocukları seviyorum, zaten kim sevmez. Ben bilmiyor muyum duygusala bağlayarak öfke ve hincimi bosaltmayi, eskiden çok bosalttim. Hatta bir kişinin sözüm ona Zümrüt Apartmanı'ni sıcağı sıcağına konuşturarak özgür tartışma ortamı yaratma çabasına ben de yorum yapmıştım. Yaparken aklımda oldukça fazla ve ciddi tereddutlerim vardı. Ama temkinli şekilde yorum yaptım. Buna rağmen yazarın abarttigini ve bir tık asagida olmak üzere genel kanıya destek vermiştim. Lakin tereddütlerim kısa sürede doğru çıktı ve yine ileti sahibi kişi tarafından ertesi gün bu sefer Elif Şafak, Ayşe Kulin gibi isimler için de linç başlatıldı. Hatta birisi hatırlıyorum tek tek Mahrem kitabına yapılan incelemelere yorumlar yazmıştı. Ben yaptığım hatayi fark ettim. Zaten yasak, sansure karşıydim, bu konuda daha kararlı olmama neden oldu bu durum. Sonuç olarak o süreçte primini yapan yaptı, öfkesini bosaltan boşalttı. Lincini yapan yaptı. İki sene geçti, yine aynı şeyler oldu. Yine aynı kişiler primini yaptı, aynı kişiler öfkesini boşalttı, lincini yaptı. Halbuki ben de yazarı tanimamama rağmen kısa bir araştırmayla adamın gayet iyi biri olduğunu en azından çocuk istismarı yapan biri olamayacağını anladım. Ayrıca yazar hem insani açıdan hem de edebi açıdan çok hoşuma gitti, kanım ısındı. Böyle olunca adama denilen "sapik" "kansiz" gibi nitelemeler ve buna destek vermeler, farklı sosyal medyalarda aynı kişilerce benzer linç ettirmelerin devam ediyor olması benim de kanıma dokundu. Bir de bunları sözüm ona çocuklar için yapıyorlar. Hani cidden kendileri böyle düşünüyorlardir, yani büyük çoğunluğu ama bu yanlış olduğunu değiştirmiyor. Bir de böyle şeyler yaparak çocuklara yardım ettiğini söyleyenler var. Ben artık suna ikna oldum ki, yardımın da bir etiği olmalıdır. Çocuklara yardım edilecek diye yaşlılar linç edilmemeli; yaşlılar yardım görecek diye gençlere zarar verilmemeli vesaire. Eğer yardım böyle olacaksa öyle yardım olmaz olsun. Buyursun, linç etsinler beni. Bir de bir şey diyeyim size, hayat güce dayanır. Sosyal medyanın da gücü takipçi sayısı vesaire yani popülerlilikten geçiyor. Kişinin otokontrolu yoksa, gerçek bir hayatı yoksa, özeleştiri yapabilme yetisi zayıfsa gücün altında ezilir veya güç sarhosluğu yaşar. Bir süre sonra hayal aleminde yaşamaya başlayabilir. Bu alemin de kralı, Peygamberi hatta Tanrısı olur. Bununla birlikte, popülerlik insanları etkiler. Kendimden biliyorum. Daha yakın zamana kadar daha çok etkili olurdu üzerimde, mesela Twitter'da popüler biri mi, o zaman dediklerinde doğru olma ihtimali daha yüksek gibi gelirdi. Neyse zaman içinde üzerimdeki etkiyi oldukça azalttım ama sıfıra indiremedim. Nitekim bu, bence imkansız. Bunu, eminim sosyal medyada çoğu insan yaşıyor, farkında olsun veya olmasın. Ancak olabildiğince özeleştiri yapabilmeliyiz, duygusalliga kapilmamaliyiz. Aklı selimden ve akıldan yana tutum takinmaliyiz. Bilhassa sosyal medyada oldukça şüpheci olmaliyiz. Geçen gün izlediğim bir belgeselde bir araştırmaya göre sosyal medyalarda dolaşan haberlerin yüzde 60-70'inin yalan olduğunu söylemişlerdi. Neyse, uzattım. Tekrardan teşekkür ederim.
Sultannn okurunun profil resmi
Sosyal medyanın gücünü bilenler bunu çok iyi kullanıyor. Kişileri nereden etkileyeceğini bilerek hareket ediyor. Dediğin gibi, çocukları koruyalım adı altında hiç hak etmediği halde bir yazar linç ediliyor. Yazarın hayatını araştırsalar, yazarı az da olsa tanımaya çalışsalar belki bunu yapmayacaklar. Ama onların tek derdi beğeni ve güç. Linç etmeye kalktıkları yazar üzerinden pirim yapmaya çalışıyorlar. Umarım o tarz kişileri takipçileri tanır. İncelemelerini ne amaçla yazıldığını da anlarlar. Aynı olayı Zülfü Livaneli'ye karşı da gördüm daha önce. Ben bir yazarı beğenmesem de saygı duyarım. Yazarı değil kitabı eleştiririm. Ben okumasam da okuyucuları var sonuçta. Yazarı yerden yere vururken okuyucularına saygısızlık yapmış olurum. Benim de okumadığım yazarlar var, ama beğenmediğimden değil kişiliklerinden dolayı okumuyorum, okuyanlara da saygı duyuyorum. Herkesin kendi seçimi. Ben teşekkür ederim bu ayrıntılı yorumun için.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.