‘Bazen sessizlik de kulakları yırtar’ ifadesi kitabın ruhunu yansıtan en iyi ifadelerden biri olmuş. Hareketsizlikten, amaçsızlıktan doğan bir sessizlik... Karı-kocanın ilişkisi bana göre günümüzde çokça karşılığı olan bir ilişki tipi. Atalet, ilişkileri de dahil olmak üzere hayatlarını ele geçirmiş adeta. Sevgi mi yoksa bir çeşit alışkanlık mı bilmiyorum ama kadının hastalığında adamın yaşadığı duygusal yoğunluk bence önemli bir detaydı. Maddi olanaksızlıkların ilişki üzerine olası etkileri konusunda yazdıklarına aynen katılıyorum. Belki de hayatlarının en güzel günlerini yaşamaları beklenen yaşlı bir çiftin dışarıya böyle karanlık bulutlar salmasının en temelinde parasızlık vardır. İnsanın en temel ihtiyaçlarını ve küçücük de olsa bir parça lüksünü karşılayacak kadar parası olmadığında geriye kalan pek çok şeyin fazla bir anlamı kalmıyor. Tabii en mütevazi yaşayabilen insan üzerinden söylüyorum bunu. Yoksa hiçbir şeyle yetinmeyen insanlar zaten en baştan bu konunun dışında kalıyor.
Kitaptan pek çok konu başlığı çıkartmışsın ki, ben de kitabı yeni okuduğum için her birini büyük bir keyifle okudum. Daha pek çok konuda konuşabiliriz ama o zaman bu yorum satırlarca uzar ve yorum olmaktan çıkar:)
Ellerine, emeklerine sağlık Kübra... Kitap hakkındaki fikirlerini merak ediyordum ve fazlasıyla gidermiş oldum... Görüşmek dileğiyle... Keyifli okumalar...