Gönderi

196 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Ölçü
Bir kitabın en mühim görevi bana göre okura sorular sordurması. Bu yüzden görevini layıkıyla yerine getiren Ada’nın bende bıraktığı izleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Zihnimde onlarca cümle uçuşup birbirine karışırken, bu salgın döneminde, sosyal bağlarımızın ne kadar önemli olduğunu da anlamaya müsait ruh halimle, kitap hedefini 12’den vurdu
Ada
AdaMeşa Selimoviç · Ketebe Yayınları · 2020171 okunma
··
1,273 views
Ferah okurunun profil resmi
"Güzel olan seçilmiş yalnızlıktır" alkışlar ile katılıyorum sana. Tercih edilen yalnızlık hakikaten mecbur bırakılan yalnızlıktan çok çok daha kalabalık aslında biliyor musun Kübra? Yalnızım sandığın an sadece fiziksel olarak yanında kimsenin olmadığı zamanlarla sınırlı kalıyor. Koskocaman bir dünya sana dar gelmiyor. Büyük bir keyifle defalarca okudum incelemeni, her zaman ki gibi yine çok besleyici. Yüreğine sağlık.
K. okurunun profil resmi
Boş kalabalıktansa baş dinlemek diyorsun, haklısın abla. Dünyayı dar eden de insan var eden de. İsmini görmek çok güzel, senin de yüreğine sağlık. 💛
Selman Ç. okurunun profil resmi
Yazar, kitabı hasta olduğu dönemde yazmış diye okumuştum bir yerde. Buram buram acı bir hüzün var zaten anlatımda. Kırgınlık var. Hani insan en çok hastayken yalnızlık duygusuna kapılır ya, etrafında kimse de yoksa biraz bunu çağrıştırdı bana. "Okumak, yakıtımızdır. Yoksa o yolu nasıl bitireceğiz?" diyordu yazar
Dünyasızlar
Dünyasızlar
'da. Hakikaten öyle değil mi? Herkes için olmasa da genel olarak kitaplar ile bir bağ kurmuş, belli bir okuma düzeni olanlar için öyle. Bir kitap okura şu an sende olduğu gibi kitabı okuyup hayatınla ilgili bir şeyler veya başka hayatlara ilgili sorgulamalar yaptırabildiyse güzel kitaptır bence. Kitapta ne kadar da çok değşnecek konu var değil mi? Aslında mis gibi toplantısı yapılıp üzerine saatlerce konuşulabilecdk bir kitap. Evlilik konusu, yalnızlık, vefasızlık, ihanet ne ararsan var. Yaşlı Mandarin Ölmeli Mi?' bölümü benim de en sevdiğim bölüm oldu. Nasıl da insanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor değil mi? Çıkarlar ön plana gelince nasıl da değişiyor insan. “Seçilmiş bir yalnızlık, insanın sahip olabileceği en büyük lükstür.” der Bukowski. Haksız da sayılmaz aslında. Şu şartlarda istese de yalnız olamaz insan, insanın en kötü yalnızlığı ise kalabalıklar içinde olanı. Kitabı enine boyuna incelemişsin Kübra, emeğine kalemine sağlık. Kitabı sevip böyle bir yazı yazmana da ayrıca mutlu oldum. Bir başka güzel kitapta buluşmak dileğiyle...
Ketebe Yayınları
Ketebe Yayınları
'nı takip etmeyi unutmayın :)
K. okurunun profil resmi
Evet Selman, yazarın yalnızlık hissini aktarışı çok başarılıydı. Zaten bazı hisler var ki yaşamadan anlatılamaz. Kesinlikle okumak, bu meşakkatli yolda bir yakıt bir güç bizler için. Kimi oyunda kimi yemekte kimi gezmede aşırıya kaçarak yürüyor yolu. Bizler bunları belki 2.plana atarak gücümüzü kitaplarla sağlıyoruz. Kitabı incelemek için düşüncelerimi toparlayım istedim, kelimeleri bir araya getirmek çok fazla yazı yazmayan benim gibi insanlar için epey zor. Daha evvel yazmam gerekirdi halbuki. :) Nice güzel kitapta, belki pandemi sonrası toplantılarda görüşmek ve konuşmak dileğiyle. Teşekkür ederim. :)
İclâl okurunun profil resmi
Ben de "seçici sosyallik"ten yanayım :) . Kimin yanında nerede sosyal olacağımı ben seçmeliyim sanki. Diğer türlü yapmacık gülümsemeler, zoraki nezaket, saçma bir muhabbet gibi geliyor. Yalnızlıklardan bahsedince aklıma geldi. Geçenlerde bir video izlemiştim insanlığın en çok etkileşimde ve iletişimde olduğu çağdayız ama buna rağmen yalnızlık duygusu da en çok bu zamanda. Manidar mı? Belki de değil. Çünkü bunun içinde yaşıyoruz zaten. İnsan ilişkileri birçok insanın ihtiyacı ama aynı zamanda korkusu, çekincesi, tedirginliği. Çok güzel sorgulatan ve düşündüren bir incelemeydi Kübra eline sağlık. Zaten bu kitap sen geçenlerde bahsettiğinden beri listemde inceleme de merakımı iyice artırdı:) ama bir şey soracağım iyi hissetmek cidden insanın görevi midir yani öyleyse bile bunu bir "görev" olarak görürse iyi hissedebilir mi?
K. okurunun profil resmi
Bizim toplulumuzda insanlar birbirlerine karşı ne mesafede duracaklarını bilmediklerinden, gereksiz yakınlaşmalara girip ışık hızında uzaklaşmalar yaşayarak samimiyeti laçkalığa dönüştürüyorlar. Halbuki zamanla yakınlaşmalar olsa, işte o sosyal seçicilik dediğin kaliteli yakınlıklar kurulur ve bir diğeriyle kurulmamış yakınlık da soğukluk olarak isimlendirilmez. Bu yüzden bence seçilmiş yalnızlık güzellemesi ya da her yerde gördüğümüz haliyle yalnızlık özleminin altı çiziliyor. Çünkü herkes birbirinin hayatına "boş kalabalık" yapıyor. Ama asıl sızı gerçek sohbetlere duyulan özlemden kaynaklanıyor. İyi hissetmek... İnançlı bir insan için kendi canı da Allah'ın emanetidir, bu yüzden herkes elinden geldiğince kendine iyi davranmalı, iyi bakmalı, nefse zulüm haramdır. Tabi bunu anlamayacak insanlar çıkabilir, biraz açmak gerek; insan kendine değer vermezse, kendisinin dahi değer vermediğine el niye değer versin, diyerek noktayı koyayım. Birbiriyle çeliştiğini düşünmüyorum, bir başkası için yeri geldiğinde elini taşın altına koyabilmek, bir tebessümle dahi olsa iyi hissettirmek de bir görevdir. İşte özgüven dediğimiz belki de bu. Bir insana iyilik yapmaktan korkmayan, güçlü hissedendir. Gücünü sevgiden, merhametten, saygıdan alır. Sorularını yanıtlayabildiysem ne mutlu bana. Değerli katkın için teşekkür ederim İclal. :) 💛
1 next answer
Necip G. okurunun profil resmi
‘Bazen sessizlik de kulakları yırtar’ ifadesi kitabın ruhunu yansıtan en iyi ifadelerden biri olmuş. Hareketsizlikten, amaçsızlıktan doğan bir sessizlik... Karı-kocanın ilişkisi bana göre günümüzde çokça karşılığı olan bir ilişki tipi. Atalet, ilişkileri de dahil olmak üzere hayatlarını ele geçirmiş adeta. Sevgi mi yoksa bir çeşit alışkanlık mı bilmiyorum ama kadının hastalığında adamın yaşadığı duygusal yoğunluk bence önemli bir detaydı. Maddi olanaksızlıkların ilişki üzerine olası etkileri konusunda yazdıklarına aynen katılıyorum. Belki de hayatlarının en güzel günlerini yaşamaları beklenen yaşlı bir çiftin dışarıya böyle karanlık bulutlar salmasının en temelinde parasızlık vardır. İnsanın en temel ihtiyaçlarını ve küçücük de olsa bir parça lüksünü karşılayacak kadar parası olmadığında geriye kalan pek çok şeyin fazla bir anlamı kalmıyor. Tabii en mütevazi yaşayabilen insan üzerinden söylüyorum bunu. Yoksa hiçbir şeyle yetinmeyen insanlar zaten en baştan bu konunun dışında kalıyor. Kitaptan pek çok konu başlığı çıkartmışsın ki, ben de kitabı yeni okuduğum için her birini büyük bir keyifle okudum. Daha pek çok konuda konuşabiliriz ama o zaman bu yorum satırlarca uzar ve yorum olmaktan çıkar:) Ellerine, emeklerine sağlık Kübra... Kitap hakkındaki fikirlerini merak ediyordum ve fazlasıyla gidermiş oldum... Görüşmek dileğiyle... Keyifli okumalar...
K. okurunun profil resmi
Aslında verilen mesaj bir kasvet barındırır gibi ama yazar bunu okuru sıkmadan, su gibi akan bir dille anlatarak maharetini göstermiş, değil mi abi? İnsanı bir somun ekmeğe muhtaç eden düzen utansın. Maddi durumları daha iyi olan çiftlerde durum nedir bilinmez ama her ilişkinin bir dinamiği vardır. Bu çiftte konu sadece ekonomik değildi diye düşünüyorum. Çünkü çevreleriyle olan iletişimsizlikleri bunun en büyük kanıtı. Adamın buhranıysa aslında temelde yine kendi yalnız kalma korkusuyla ilgiliydi. Oldukça bencil bir karakterdi. Bunun en büyük göstergesi de köpeğe olan davranışları. Hasılı kelam iki tebessüm çift güzel söz hayat kurtarır. Değerli katkın için teşekkür ederim Necip Abi, ben de senin incelemeni büyük keyifle okudum. Taze taze paralel okumak da hoşuma gitti. Buradan
Selman Ç.
Selman Ç.
'ye bir selam daha göndereyim. :)
2 next answer
Osman Y. okurunun profil resmi
Uzun bir yazı , kitabı okumayı düşündüğüm için şimdilik okumuyorum , spoiler olayına fazla takılmam ama sanki şu anda böylesi daha iyi. Bir süredir nerede o eski 1000K , nerede o eski incelemeler paylaşımlar diyorum da biliyorum o bir dönemdi ve geçti. Buradaki sağlam özenli okurlardan biri de 'Zehraca' kullanıcı adıyla vardı , sanırım kapatmış hesabını , muhabbetiniz vardı diye hatırlıyorum. Bir gün bir yorumuna rastlamıştım şöyleydl , "İnceleme yazma uzmanlığı geleceğin mesleği" alaylı bir tavrı vardı. Oysa kendisi de bir zamanlar önemsemişti inceleme yazma meselesini , fakat bakmıştım uzunca zaman önce bırakmıştı yazmayı. İnsan ne garip varlık değil mi ? Bir şeyi yaparız sonra aynı şeyi yapanı eleştiririz veya bir şeyi yapanı eleştiririz sonra aynı şeyi kendimiz yaparız. Uzun detaylı bir inceleme gorünce biraz anlatmak istedim , hatamız varsa kusura bakma.
K. okurunun profil resmi
Hiç kimse kendisi için yazmaz. Herkese hitap eden yazı türü ve uzunluğu da farklıdır elbet. Kitaptan üç beş cümle ile bahsedilmesini tercih eden okurlar da var, detaylı bahsedilmesinden hoşlananlar da. Profesyonel inceleme yaptığını söyleyenler kusura bakarlar, bakabilirler. Bizler kelimelerimizle kendi bilgi ve düşüncemizi ortaya koyabiliriz ancak ve çoğunluğumuz da profesyonel inceleme yapamayız. İnceleme anlayışım bir kitabın bana düşündürdüklerini yazmak. Okurken not alırım, araştırırım, alıntılara bakarım, altını çizdiğim satırlara bakarım ve inceleme yazım çıkar. Spoiler konusu ise mutlaka hafif de olsa değiniler var, aksi mümkün değil benim için. Çok sık inceleme yazan biri değilim çünkü vakit ayıramıyorum. Ama yazanları büyük bir keyifle okuyorum ve bakıyorum elden geldiğince. O nerede eski 1K dediğin de hepimizin birbirimize ilgi göstermesiyle ilgili Osman. Zehraca da ismini verirsem belki rahatsız olacak başka okur arkadaşlarımız da ilgi gören incelemelerin bir kısmının sebebini sorgulayıp, tatmin edici yazılar okuyamadıkları için gittiler. Ne demiştik, kimse kendisi için yazmaz. Dilediğin zaman okur ya da okumazsın bu yazıyı, sen bilirsin. Fakat insanların okudukları karşısında sohbetlerini esirgemedikleri konusunda benzer duygular içindeyiz bil istedim.
Orkun Derikli okurunun profil resmi
Müthiş, örnek alınası bir inceleme olmuş, kaleminize sağlık
K. okurunun profil resmi
Estağfurullah, teşekkür ederim.
Hforhsn okurunun profil resmi
Bu çok değerli ve kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazınız çok uzun olduğu için hepsini okuyamadım ama “kalemi elime aldırtan kitaplar” kısmı beni ilginç bir şekilde motive etti. Hatta bu cümle için ayrı bir kitap bile yazılabilir, bu nedenle çok dürtüsel, motive eden ve ‘kalemi elime aldırtan’ bir cümle oldu. :) Kitabı yeni aldım ve birazdan başlayacağım. Umarım benim için de unutamayacağım bir kitap olur. Elinize, ağzınıza sağlık :)
K. okurunun profil resmi
İyi bir kitaptır, seveceğinizi umuyorum. Keyifli okumalar. :)
Selman Ç. okurunun profil resmi
Yorum için rezerve :) Uygun bir zamanda bu yorum GÜNCELLENECEK :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.