Yorum

Emin K. isimli okurun asıl gönderisini gör
Emin K. okurunun profil resmi
"Bu kitaptaki iki öyküyü okuyan biri insanın Tanrı arayışı ve “şeytan”la mücadelesi üzerine öyküler okumuş olur. Öte yandan şu soruları da sorar kendine ister istemez: Bir insan yaşamı boyunca kaç kez ulaştığı ya da ulaştığını sandığı doğruları reddetmek zorunda kalır? Kaç kez tüm inanmışlığıyla kendisine karşı kürek çeker? Kaç kez sürüklenir ve başka bir kıyıda çıkar girdiği sudan? Kendini saygın bir kültür ürünü saymaya bunca alışmışken içindeki pek de uyumadığı anlaşılan hayvanla karşılaşınca ne hisseder, ne yapar? Vicdan, ahlak, tabiat, toplum, her biri eteklerine yapışıp onu farklı yönlere çekiştirirken sağlam ve sağlıklı kalması mümkün müdür? Ya onur nedir? Sözgelimi aşkın peşinden gidince mi, yoksa sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizde mi onurlu davranmış oluruz? Peki şeytan nerede? Onu hep kadında görmeyi, ruhlarımızın tüm yükünü kadına yüklemeyi benimsediğimiz bin yıllar olmuş. Tolstoy'un kahramanları da öyle yapar. Peki şimdi kötülük, şeytan nerede?" (Syf vii) Bu öykülerde aynı zamanda şunu da görürüz: İnsan, idealine koyduğu bir erdeme ulaştığında, o erdemli hayatı yaşadığında her şey tamam olmuş mudur? Hayır, aksine büyük imtihanı o zaman başlar. Kendince zirve gördüğüne bir motivasyonla ermiştir. Ancak zirvede kalmak için bambaşka bir motivasyon gerekir ve zirveye gelmeden önceki itekleyici güç de artık yoktur. Artık iş daha da zordur. İnsan, dış etmenleri tüketmiş kendiyle savaşa girmiştir. Nefsiyle olan bu savaşta şeytanın eli daha da fazla güçlenmiştir. 'Şeytan' öyküsünde de 'Peder Sergi' de de gelgitleri, sürekli kendini aşındıran o psikolojik gerilimi görürüz. Tolstoy, Peder Sergi öyküsü için arkadaşı Çertkov'a yazdığı mektubunda öykünün konusunun "şehvetle değil, öncelikle kibirle, dünyevi şöhretle mücadele" olduğunu yazmış. Arzuya gem vurma, şehveti, kibri yenme yani insanın, şeytani bir biçimde ayartılmış, görünmeyen derin sesiyle birleşmiş kendini yenmesi...
Resul Bulama okurunun profil resmi
Tolstoy bunları derinlemesine incelediği zaman kendine hayran bırakıyor. İnsanın Tanrı arayışı, erdem ve arzularıyla nasıl mücadele ettiğini anlatırken bize bir anlık tablo gibi söyleyip geçmiyor. O kalın kitaplar boyunca insanın içindeki mücadeleyi bütün boyutlarıyla canlı izliyoruz.
Emin K. okurunun profil resmi
Aynen öyle Resul Hocam, iyi bir gözlemci olmasını başarılı betimlemeleriyle taçlandırıp okuruna sunarken, diğer yandan da o psikolojik gerilimleri çok iyi yansıtıyor. Tabi burada kendi kişisel hayatında bu konularda yaşadığı stresli tecrübelerinin de payı büyük. Yaşamı boyunca erdem, ahlak, şehvet, inanç vs. konularında gelgitler yaşamış, kendine sözler verip tutamadığında sert biçimde kendini eleştirmiş. Karakterlerine de bu tarz durumları aynı şekilde dibine kadar yaşatarak eserlerinde bizlere sunmuş.
Resul Bulama okurunun profil resmi
Yaşamak kısmını herkes yaşıyor, sanat anlatabilmekte Emin hocam. Ama beslendiği noktanın kendi gelgitleri olduğuna katılıyorum. Kendi hayatıyla karakterleri o kadar iç içe ki onlar gibi evinden uzakta bir köşede ölüyor...
You need to log in to be able to comment.