Yahu yatmadan hadi son bi kez siteye giriyim dedim, demez olaydım:( Direkt karşıma çıktı incelemen. Ne kadar naif, ne kadar kırılgan, ne kadar duygusal... Galiba kız babası olmakla alakalı bişey emin değilim ama etkileniyorum ben böyle şeylerden... :) Öyle bir doldurmuşsun ki kendini, Sylvia’ya sadece parmağının ucuyla dokunmak kalmış...
Siteye ilk kayıt olduğumdan beri takip ediyorum seni. Ben iyi bir gözlemciyimdir. O abuk sabuk intihar mesajlarının altına mutlaka bi yorum yapıyordun. Genelde karamsar yorumlar... Sonra vazgeçtin sanırım ya da ben görmüyorum artık:) Daha sık ve daha içten incelemeler yazmaya başladın... İçimden bunu bir hayata dönüş operasyonu olarak yorumladım:) Çünkü okuduğum incelemelerde herkes o anki durumundan izler bırakıyor... Sendeki yükselen enerjiyi görebiliyordum. Ancak bugün iz bırakmak şöyle dursun, yıkıp geçmişsin ortalığı:) Yazdığın pek çok şeyin doğru olmadığını senin de bildiğine eminim... Ancak bazen insan serbestçe bırakıverir kendini aşağıya... Her şey olduğundan daha karanlık görünmeye başlar... Dediğin gibi, tavsiye falan verecek değilim. Böyle durumlarda yalnız olmalı insan, doya doya ağlamalı, içini dökmeli... Ağlamak kadar güzel bir terapi henüz icat edilmedi.
3 saat daha yazabilirim ama burada durmak lazım sanırım:) Senden tek bir isteğim var; lütfen bu incelemeyi kopyalayıp bir yere kaydet. Olur ya site falan kapanır belki, önlem olması açısından... Bu inceleme bir manifesto olsun. Aklına geldikçe dönüp dönüp oku... ‘Bütün bunları ben mi yazmışım?’ dediğin gün eğer hayatta kalırsak ve buralarda olursak seninle tekrar konuşmayı çok isterim:)
Sevgilerimle...