İncelemen için teşekkür ediyorum. Kazım Karabekir'i ve yaptıklarının farkındalığı için bir yazı yazman beni memnun etti. Yalnız katılmadığım bir nokta var ki o da, Atatürk'ün Harbiye Nazırı (Ahmet İzzet Paşa kabinesinde) olmak arzusuna ithamda bulunuyor demen. Bu bir itham değil hakikattir. Ayrıca evlenme isteği ve daha kolay yoldan hedefe ulaşma içgüdüsü suçlama olmaz. Çünkü başka kaynaklar da bu gerçeği destekler nitelikte. Sabiha Sultan ise yıllar sonra bir röportajında bu konuya değinmiş ve doğrulamıştır. (Atatürk'ün bir aracı ile kendisine evlenme teklif ettiğini) Tekrar teşekkür ediyorum. Nice okumalar.
Mustafa Kemal Paşa'nın kabinede yer almak istediği (Harbiye Nazırlığı) bir iki arkadaşının da (Fethi Okyar, Rauf Orbay) kabinede yer alması gerektiğini dönemin sadrazamı Ahmed İzzet Paşa'ya telgrafla yazdığı tarihi belge açısından sabit. İkinci olarak İstanbul'a gelişinde hükümetin (yanlış hatırlamıyorsam Tevfik Paşa hükümeti) güvenoğu almaması için bazı mebuslara konuşma yaptığını ve güvenoylamasını mecliste lojadan izlediğini kendisi de açıklıyor. Bunlar Falih Rıfkı tarafından kitaplaştırıldı. Saraya damat olması da bilinen bir şey. Demem o ki bunları yazan sadece Kâzım Karabekir değil.
Bir yazının ve ya bir eserin bir bölümünden hareketle geneli hakkında hükümde bulunmayı doğru bulmuyorum. Murat Bardakçı Şah baba adlı eserinde kabineye girme istediğini ve Sabiha sultanla evlenme niyetinin olduğunu yazmıştır hatıratlardan hareketle ama benim dikkat çekmek istediğim bu durumlar üzerinden hareket ederek Kazım Karabekir'in Atatürk'ü milli mücadele yanlısı olmamakla suçlamasıdır. Ve bu ağır ithamlar Mustafa Kemal Atatürk'ün mandacılığı savunduğunu iddia edecek kadar ileri taşınmıştır. İyi okumalar dilerim.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.