Incitmekten korkmak, bu yüzden susmak, suçlu görmektir bir nevi. Ya öyle değilse... Kimi çığlığını bastırmak için susar, kimi kendi fırtınasına kendini teslim eder. Bilemezsiniz... rica ederim...
Suçlu aramadı hiç hikayedeki adam. Sadece şunu düşündü. Mektuplara cevap verilmeyen ve alınmadığı için geri dönen mektupların tek bir sebebi vardır. Mutludur. Ve öyle bir mutluluktur ki kendisine gelen bir mektubu bile göremeyecek kadar kör kalır. Uyandırmak mutluluğa hakaret olur. Yapmamak mutluluk dilemek demekti. Doğru olana şöyle karar verdi hikayedeki Raif efendi. Mutlu ettiği için bir teşekkür etmem gerekir. Bende emeği vardır. Yazdığı son mektupta da sadece bunu dile getirdi. Herşey için teşekkür ederim. Bu mutlu olmanın zirvesidir Raif efendi kendine pay düşülmeyen mutluluğa sadece teşekkür etmekle yetindi...
Öyle düşünüyorsanız...demeyeceğim Sayın Osman :) çünkü karakter bence yanlış düşünüyor. Bu keskin bir çizgi bana göre. Bilmeden, sadece düşüncelerinin yönlendirmesiyle karar vermek, sorgusuz infaz değil midir??
Raif efendi onca zamanın acısını sormuyor beni neden beklettin diye de sormuyor. Anladığım kadarıyla sadece şunu soruyor oda kendi kendine bir başkasına da değil. Diyorki eğer kıymet verilseydi cevap verilirdi. Eğer değer verilseydi lafı edilirdi. Onca zaman susup bir NEDENLE Çıkıyorsa bunun tek bir nedeni var sıra sana geldi. Sadece şunu sormasını isterdim karşısındakine Raif efendinin. Bekle deseydi beklemeyecekmiydi?
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.