Yorum

Dilan isimli okurun asıl gönderisini gör
Maclarens okurunun profil resmi
Biz de dahil her bir toplum gelenek-görenek, tüm alışkanlıklarını yeniden, sıfırdan, tertemiz bir sayfa açarak akıl ve bilim rehberliğinde yeniden şekillendirmelidir. Yalnızca kan davası, başlık parası gibi bariz saçmalıklardan bahsetmiyorum. Genel olarak hayatın her alanında mevcut olan kuralların eğer gerekiyorsa tereddüt edilmeden mantık çerçevesinde değiştirilmesi gerek bana kalırsa. Algılarımız dışında önümüzde hiçbir engel yok somut olarak. Yapmamız gereken tek şey biraz esneklik ve rasyonel davranmak. Ben şahsen binlerce yılın getirdiği kökleşmiş tüm gereksiz kurallardan vazgeçmeye hazırım. Kadın-erkek eşitsizliği de bu saçma alışkanlıkların başında geliyor. Herkes öncelikle kendi etki alanında ve dünyasında minik adımlarla da olsa bu çarpık algı düzenine karşı durmalıdır. 13.7 milyar yıllık Evren'de, 4.6 milyar yıllık Dünya'da, 200 bin yıllık insanlık tarihinde... Bir kadının bekareti bu kadar kafaya takılacak bir konu mudur? Biz kendi kendimizi tasarlayarak, ihtiyaç ve yetenek setimizi kendimiz seçerek gelmedik Dünya'ya. Kendimizi iyisiyle, kötüsüyle, eksisiyle, artısıyla bir bedende buluverdik. Yeme-içme, barınma-korunma, üreme vs. bazı ihtiyaçlar hissediyoruz doğal olarak ve herkes bir şekilde kendi hayatını yaşamaya çalışıyor. Yeteri kadar büyümüş yetişkin bir insana (kadın veya erkek farketmez) kimsenin karışma, müdahalede bulunma, ayıplama, hor görme hakkı yoktur. Hayatın en büyük kutsallığını ve amacını bekarette gören biri varsa o kendi tercihidir ama bunu kimseye dayatmaya veya toplumsal bir norm olarak dikte etmeye de hakkı yoktur. Kadınlar binlerce yıldır geri plana itildi diye günümüzde erkekleri suçlu ve hedef göstermek veya kadını erkeğin üzerinde abartılı bir şekilde yüceltme hevesi de aptallığın bir başka boyutu tabi.
Serdar okurunun profil resmi
Kadınlar binlerce yıldır kenara itilmedi, kadınlar asıl bu asırda kenara itildi. Şimdi şöyle düşünelim; kadın ve erkek bir aile olduktan sonra doğal bir görev dağılımı ile erkek bir nevi dış işleri bakanı, kadın ise iç işleri bakanı gibiydi. Her ikisinin de aile için kutsal görevleri vardı. Günümüzde bu görev dağılımları "eşitlik" adı altında öyle birbirine karıştı ki herşey çorba oldu. Erkek ev işlerine yardım etmeli, kadın da dışarıda çalışma hayatına girmeli noktasındayız. Peki, bu bizim hayatımıza mutluluk getirdi mi ona bir bakmak lazım. Çünkü bizim için hayatta esas olan şey mutluluk esasında. Kadının çalışmasına asla karşı değilim, kadının çalışması ayıp da değil günah da. Yalnız bir şeyi gözden kaçırıyoruz bence. Kadın çalışma hayatına öncelik verirken aslında kadının en hayati ve önemli görevi olan çocuk yetiştirmek yani hayata bir insan katmayı değersizleştirdik. Halbuki bu hayata çok iyi bir birey yetiştirip katmanın değeri bana göre bir şirkette ceo olmaktan dahi daha yüksektir. Bu asırda yetişen çocukların insani kalitesinde ki düşüklüğü hatırlatmak isterim. Her açıdan çocuklarımız iyi yetişmiyor. Annenin buradaki rolü çok önemliydi. Eşitlik konusuna gelince; kadın ve erkek Yaradan nezdinde eşittir, zaten başka bir ölçüye de gerek yoktur. Eşitlik demek her iki cinsin her şeyi yapabileceği anlamına gelmez. Kadın ve erkeğin hayatta ki rolleri farklı bir defa. İkisinin de kendine has çok güçlü özellikleri vardır. Bir eşitsizlik değil birbirini tamamlama söz konusudur bu hayat arkadaşlığında. Yeter ki rollerin yerinde oynamalar yapıp doğal akışı bozmayalım. Yaradan nezdinde eşitiz demiştik, günah konusunda da eşitiz. Aynı günah aynı değer de yazıyor. Bir farklılık yok. En başta kadınların en değersiz hale geldiği devirdeyiz demiştim. Çünkü kadın güzelliğinin en çok kullanıldığı bir devirdeyiz. Örneğin bir bankanın pazarlama bölümünde çalışan bir kadına, müdürü, müşteriye giderken ilgi çekici görünümde gitmesi gerektiğini söyler ve bundan bir menfaat hedefler. Öbür tarafta fuhuş denilen dünyanın en alçak işi bir ticarete döner. Devlet vergisini yer. Hayatlar kararır vs. Bekaret konusuna gelirsek; o da naif olan kadının korunması adınadır. Mağdur olma ihtimaline bir settir. Evlilik dışı bir ilişki de sorumluluk vs olmadığı için herşey anlık yaşanır ve kadının değersizleşmesine sebebiyet verir. Sonrasında çok büyük pişmanlıklar yaşanır. Sorumluluk dışı bir ilişki olduğu için "erkek" hayatına başka bir yönde devam edebilir. Kadın ciddi mağduriyetler yaşayabilir. Bunun o kadar çok örnekleri var ki. O yüzden kadının değeri için bekaret önemlidir. Kadın naiftir, kadın cins- i latiftir. Kadın incitilemeyecek kadar narindir. Biz erkekler kirliyizdir. Kadının yaşadığı ev ile kadın olmayan evin arasında ki fark bile bunu gösterir. Kadın varsa erkek temizdir, temizliğine de dikkat eder. Kadın yoksa salar gider çoğu zaman. O yüzden kadınlar çok değerlidir, kadınlar temizdir. Evlilik dışı ilişki içerdiği büyük tehlikeler nedeniyle berbat bir şeydir. O yüzden bekaret konusu için "hangi devirde yaşıyoruz kardeşim, artık böyle şeyler kaldı mı" diyenlere yazıklar olsun. Umarım derdimi kırmadan anlatabilmişimdir. Saygılar 😀
You need to log in to be able to comment.