Behçet’i seven ve sevgimin hakkını vermeye çalışan bir okur olarak görüşlerimi yazacağım. Zaten tamamen kitabın içeriği odaklı bir inceleme yazmış olsaydın Behçet’i anlamamış olabileceğini düşünürdüm. Tam onun tarzı bir yazı çıkarmışsın ortaya. Sürekli sorular, nedenler, sık sık kullandığı kelimeleri katmalar, -soruları da başkasına değil de kendisine sorarak yazar daima- canavar, zaman, çelişkili ifadeler, karamsarlık, kararsızlık.. açıkcası okurken Behçet havası sezdiğimi söyleyebilirim. Eline sağlık, çok beğendim. Heh bu arada kendisine Behçet diyorum onu da ilave edeyim. :)