Hakan bey, iman kalple olur sadece. Dil bunu dışa vurur. Hadisi kutside, Allah ancak mümin kulumun kalbine sığarım, mesajını veriyor. Akla, şuura, zekaya, düşünceye, idraka sığarım demiyor. Bunlara sığdırdıklarımız zaten Allah olamaz. Kalbimize sığması ise O'nun varlığını kalben hissetmemiz ve kabullenmemizdir. Önce kalben iman etmek gerekir. Tabii daha sonra idrak ederek, akıl, mantık yürüterek, ilim yoluyla imanımızı kuvvetlendirmemiz lazım. Yoksa bugün de tv'lerde propagandası yapılan akıl yoluyla, bilim yoluyla Allah'ın varlığına inandırma çabaları peygamberliği küçümsemek, vahyin hakikatinin üstünü örtmek, hadisleri sorgulanır hale getirmek, bireysel din zihniyetini doğurmak gibi tehlikelere yol açıyor. Akıl yoluyla bulduğumuz gerçeklere inanmamız akla iman etmek olur. Müşrikler mucize istediler iman etmek için. Yine de iman etmediler, büyücü dediler. Bu göze imandır. Biz Hz. Ebubekir gibi iman etmeyi tasvip ederiz. İncelik var tam olarak nasıl anlatsam? :)