Sayın Çelik'e komedi yazarlığı kariyerinde başarılar diler ve Kılıçarslan, Aktay, Kaplan, Karagöz, Elönü gibi mümtaz kalemlerimizin canları ve başlarıyla gerçekleştirdiği samimi mücadelenin memleketimizi müteberrik, Filistin'i muzaffer kılmasını yüce Allah'tan niyaz ederken, Albayrak ve Turkuvaz Medya'nın emekçilerine, AKP İl, İlçe belediyelerinin alem-i İslam aşkıyla içten yanan fertlerine, TC-TUR'un gelecekteki yolcularına sevgilerimi iletirim.
Ağaç yeşil, gök mavi dediklerinde, kendilerine inanmayacak insanların, kendileriyle söylem birliği içerisinde olmaktan imtina ederek köşe bucak kaçmalarını, içlerinden "ay heralde o kadar da rezil değilizdir ayol" diyerek, kendilerine yönelik bir hüsn ü zan tavrıyla görmezden geldiklerine neredeyse eminim fakat kanıtlayamam.
Tüm bunlara halk arasında kanalizasyon patlaması da deniyor galiba.
Ve daha söylenecek o kadar çok şey varki. Örneğin israil kurulduğunda yahudilerin toplam tapulu malları filistinin % 6 sından azdı. Bu %6 ın içinde orada eskiden beri var olagelen Yaklaşık %5 yahudi ye ait olan araziler ile yine filistinde yaşayan hıristiyanlardan ve işgalden sonra orayı terk eden yabancılardan aldıkları arazilerde dahil. Kabataslak bir hesap Filistinlilerin ne pahasına olursa olsun arazilerinin max %1 inden fazlasını satmadıkları, Matematiksel gerçeklerle ortada iken, sürekli onlar topraklarını sattılar diyenlerin kime hizmet ettiklerini düşünüyorum.
Ve yine şu anda İsrailde ( aslında İşgal Altındaki Filistin topraklarında) yaşayan sivillerin! nerdeyse tamamına yakın kısmının dünyanın değişik yerlerinden getirilerek, öldürülen , Sürgün edilen , evleri yıkılan Filistinlilerin topraklarına yerleştiğine neden kimse dikkat etmez.
Bu sivillerin! tamamının İşgalci, silahlı olduğu ve düzenli olarak askerlik eğitimleri aldıkları ve her an orduya katılmaya hazır yedek ordu birlikleri oldukları ve kendi vatanlarında değil Filistinlilerin vatanlarında bulundukları gözden kaçırılabilecek kadar basit bir ayrıntı mı acaba?
Öyledir herhalde Hakan Bey. Verilere bakmadım. İştahla insanların önlerine veri ve bulgu getirenlerin getirdiklerine de şüpheyle yaklaşıyorum. Tüm bu meseleye dair düşünürken herhangi bir veriye, bulguya ihtiyaç da duymuyorum. Bunlara ihtiyaç duymamı gerektirecek bir karar alma mekanizmasını yönetmiyorum neticede. Ahlaki yönünü önemsiyorum. İşgalcilerin façasının bozulmasına sevinirken, tüm masumların zarar görmelerine üzülüyorum. Tez vakitte kanın durmasını ve bölgedeki Yahudilerin de Müslümanların da kalp ve akıl sıhhatine kavuşmalarını ümit ediyorum.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.