Nietzsche, Budala eserini tesadüfen bulup okumasının üzerine Dostoyevski'ye ithafen şöyle diyordu:
"Dostoyevski daha önce Stendhal'da olduğu gibi karşıma çıktı, tamamen kaza yoluyla, bir dükkanda öylesine açılmış bir kitap, daha önce hiç duymadığım bir isim ve birden insanın kendini kardeşiyle karşılaşmış gibi hissetmesi (...) kitabı okumaya devam ettikçe o akrabalık hissi (başka nasıl tanımlayabilirim?) hemen kendini belli etti. O an hissettiğim sevinci tarif edemem."
Aklıma gelince eklemeden edemedim, Dostoyevski'yi çok seven biri olarak bu incelemeniz ayrıca çok hoşuma gitti. Kaleminize sağlık.
Bunu bilmiyordum. Benle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Sabah sabah güne bilmediğim bir şeyle başlamış olmam da benim hoşuma gitti. :)
Nietzsche Hz. İsa'yı budala olarak tanımlar, ona ait bir budala figürü vardır. Ve tesadüfen karşısına çıkan Budala eserini okuduğunda ise Prens Mışkin'in kötülüklerden münezzeh, herşeye iyilik ve sevecenlikle karşılık veren hâli onda bir duygudaşlık hissi oluşturur ve Dosto'yu hiç görmediği kardeşi olarak tanımlar. Ancak bir sorun vardır ki o da şu; Dostoyevski bu eserini yazdıktan ve yayınladıktan sonra anlatmak istediğini tam olarak anlatamadığını, eserini eksik gördüğünü beyan eder. Ve bir çok deneme sonunda Karamazov Kardeşleri yazar. Kendi duygularını eksiksiz ve yanlış anlamaya mahal bırakmayacak şekilde anlattığı tek eserinin de Karamazov Kardeşler olduğunu belirtir. Ancak ne yazık ki bu eserin çevirisi yayınlanmadan, Nietzsche bunu okuyamadan ölür. Bir figüre iki farklı anlam yükleyerek aynı soruna farklı çözümler getiren iki isimdir. Daha fazla ayrıntıda boğmayayım en iyisi .. :)
Dostoyevski'nin okumadığım yegane kitaplarındandır Karamazov Kardeşler. Yeni yılda okuyacaklarım arasında. Muhtemelen ben de sizin dediğiniz gibi o tam olarak kendisini ifade etmişliğe ulaşacağımı hissediyorum. Nietzsche ve Dostoyevski arasındaki bu etkileşimleri bilmiyordum ama öğrendim sayenizde, eksik olmayın. :)
Ben de okuyalı uzun yıllar oldu, hiç okumamışım farz ederek tekrardan bir roman gözüyle bakarak değil de Dostoyevski'yi anlamaya çalışarak okuyacağım. Okumaya başladığınızda eşlik etmek isterim. :)
Tamam o zaman, en geç Şubat gibi başlamış olurum diye düşünüyorum. Sizi haberdar edeceğim. :)
Anlaştık o hâlde, güzel günler dilerim. :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.