bu türk edebiyatı için öyle kilit bir alıntıdır ki, sadece iki cümleden bile insanın varoluşsal boşluğunun ona ne düşündürebileceğinin sınırlarını içeriyor bence. insan, içinde derin bir boşluk hissettiği zaman onu neyle veya kimle olursa olsun kapatmak isteyebiliyor bazen. bu yüzden hepimiz bir gün aylak adam veya aylak kadın gibi olabiliriz.