Ben medrese geleneğinin içinden geliyorum. Şu anki haliyle Türkiye'de hiçbir medresenin hem bu toprakların hem de bu toprakları da aşan bir mekan sathının meselelerini tartıştıklarını ve bunu mesele olarak aldıklarını düşünmüyorum. Güzel Arapça öğretiyorlar, samimi Müslümanlar yetişiyor. Ancak siz bu klasik metinlere muhatap oluyorsanız, İmam Gazali aşağı Fahreddin er-Razi yukarı diyorsanız bi kere içinde bulunduğunuz hali sorgulamak zorundasınız. Gazali kendi zamanında kendi nefsinden başlayarak filozofları, avam halkı ve nihayetinde devleti sorguladı. Devleti sorguladı derken, devlet görevlisi olarak hayatını devam ettirmeyi kendine yediremedi. Ki orada İslami referansların yoğun olduğu ve bugünkinden çok daha fazla Müslümanların lehine olacak bir siyasi sistem vardı. Siz en fazla yüzyıl önce olmuş tüm olayları M. Kemal'e yıkıp sonra işin içinden sıyırılıyorsunuz. Nerede tarih muhasebesi, nerede ideal alim tiplemesi, muhalefetin esası nerede bunlar sözkonusu bile olmuyor. En iyi ihtimalle Necip Fazıl retoriği yapılıyor. Bu retorik de onun fikirlerini tartışmak sonucu ortaya çıkan bi retorik değil, ezberlenmiş klişeler falan. Neyse.
"Modern ve Postmodern Kıskacında" kitabımda üç kimliği ele aldığım bi bölüm vardı, orada klasik âlim tiplemesinin boşluğa düştüğünden bahsetmeye gayret ettim. Zira o donanım da muhalefeti yüklenecek tavır da bugün üretilen ilim adamı tiplemesinde pek mevcut değil. Belki tek tük vardır ama bi çember oluşturup akis meydana getirecek kadar yine yok. Kendisinden belli bi süre ders de okuduğum Ebubekir Sifil hoca geçenlerde çıktı yerel seçimlerin öneminden bahsetti. Donanıma, onca emeğe yazık. Ben bu 7 ekim sürecinin hocalarda İslami muhalefeti canlandıracağını ümit etmiştim. Böyle bi şey olmadığı gibi şimdi kalkıp Türkiye'nin bekası için parti propogandası yapıyorlar. Biz mi genciz diye böyle çok takılıyoruz onlar mı yaşını başını aldıkları için bazı şeyleri göremiyorlar bilemiyorum artık.
Necip Fazıl suanki devleti kutsayan, gücü amaçlayan yoz muhafazakarligin mimarlarindandir zaten.
Necip Fazıl’ı kendisi adına üretilen popülist, muhayyel imgeden anlamlandırıyorsunuz. Irkçı olmadığı gibi ulus-devletçi asla değildir. Adam Başyücelik devleti diye bir sistemden bahsediyor, hiç okuma zahmetinde bulundunuz mu? Üstelik hem ulus devletçi diyerek eleştiriyorsunuz (ki değil zaten) hem de Türkiyeli ifadesinin ulus-devletçi kafanın ürünü olduğunu bilmiyerek çelişkiye düşüyorsunuz. Ülkücü olarak falan da ölmemiştir, dönemsel olarak ülkücelere yakınlaşmıştır o ayrı. Biraz daha adilane okumanızı tavsiye ederim. Selametle.
Kendi önyargınızı merkeze alarak yorumlar yapıyorsunuz. Salih Mirzabeyoğlu okuyun biraz, o geleneğin devam ettiricisi, hem de kürt(!). Bir de İslam düşüncesinin sağlayacağı yönetim biçimi demokrasi falan değil, bunu da bilmek lazım. Sanki şu an dünya üzerinde totaliter olmayan yönetim biçimi varmış gibi konuşuyorsunuz.
You need to log in to be able to comment.