*Sadece bu gerçek dahi, Kur'an'ın kaynağı üzerinde Rasullah'ın doğrudan ya da dolaylı yoldan tasarrufunun olmadığını isbata yeterlidir.
Hz. İsâ'nın yaratılışındaki gariplik ve tuhaflığa, bilinen yaratılış tarzına uymayan bir farklılığa, dolayısıyla
Hz. İsâ'nın mucizevî bir şekilde babasız yaratılışına işaret ettiğine dikkat çekmiş. Elmalılı'ya (Tevsir) göre kelimenin Meryem'in oğlu Mesîh İsâ şeklinde adlandırılması da Hz. İsâ'nın Hristiyanların teslîs anlayışındaki gibi Allah'ın değil ancak Meryem'in oğlu olduğunu vurgular; dolayısıyla İsâ'nın kelime olarak Allah'a, oğul olarak ise Meryem'e nisbet edilmesi gerektiğini söyler. (bk. Hak Dini, Al-i İmran 45. ayetin tefsiri)
sadece Peygamberimiz değil, diğer peygamberlerinde annelerinden bahsetmemis; çünkü orada meryem annemizde bir mucize oldugu icin bahsetmiş; hatta araplar kendi yazıyor şair demişler hz Muhammed için ve cenabi hak tum insan ve cinler bir araya gelse boyle bir kitap yazamaz buyuruyor hadisi kutside olmasi lazim. Insanlar düşünmüyor, hem tarih hem islamiyet dogru kaynaktan olursa puzzle gibi yerine oturuyor. Hz muhammedin doğrudan yada dolaylı olarak kur'an üzerinde tasarrufunun olmadığına dair tespitin yerinde.
Sağ ol Volkan, yalnız tespit benim değil yazar Mustafa İslamoğlu'nun tespiti, daha doğrusu yazarın dipnotunu yorum olarak yazdım. Hz. Meryem'den bahsedilmesi de dediğin gibi hem üzerinde bir mucize, bir ayet olması hem de kendisinin bir nebi olmasından dolayıdır. "Tüm insanlar ve cinler bir araya gelse" sözü kudsi hadis değil de Kur'an ayetidir, İsra Suresi 88. ayettir.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.