Kitabı çok gülerek okumuştum ben. 😂 Atsız'ın benzetmeleri, karakterlerin konuşmaları yaratıcıydı. Eleştirinin dozunu kaçırdığı yerleri de Atsız'ın keskin üslubuna bağlayabiliriz. Hata yapanları affetmiyor ve ikinci bir şansı vermiyor sanırım.
Kalemine sağlık. 😊
Ben de eğlenerek okudum da, o bilhassa ikinci bölümde oldu. Birinci bölüm, Eski Çağ detayları girmesiyle çok sıkıcı bir hal aldı, tamam kurmacaydı oralar ama çok sıktı. Orada Atatürk'e inceden gönderme yaptığını sezdim, orası biraz fazla ağır geldi.
İnönü kısımlarında ara ara kahkaha attığım oldu, çok ironik bir dil. Sonda gözler açıldı, tokat gibi sondu. Günümüzde böyle ironik şekilde Yılmaz Özdil yazıyor, yani köşe yazısı olsa ikisi üslubu bakımından birbirine benzerdi. İronik dili o açıdan seviyorum, lafı inceden inceden sokuluyor. 😂
Teşekkür ederim. 😊
Ben Kral Subbiluliyuma'nın kim olabileceği konusunda ikilemdeyim o yüzden yorum yapamıyorum. Atatürk ya da İnönü... Bu sır Atsız'la birlikte gitti sanırım.
İnceden değil baya baya göndermeydi. 😊
İnönü'yü yapıştırmaya çalıştım şimdi oraya, oraya uymuyor. 1941 yılında yazılmış kitap, 1938'in Kasım ayında cumhurbaşkanı seçildi İnönü. Üç yıllık birine bir anda bu kadar ağır gönderme yapamazsın ki, icraat yok çok fazla. Esas icraat bu tarihten sonra oluyor.
3 Mayıs 1944'teki olaydan sonra İnönü'ye kinleniyor özellikle Atsız, ikinci romanda bu belli oluyor. Bu kitapta içki içen vurgusu çok fazla yapılıyor, sanki Atatürk vurgusu yapılıyor gibi. Başkomutanlık meselesi de geçiyor, ki Başkomutan da Atatürk oluyor.
O kral büyük ihtimalle Atatürk, ikincisi zaten direkt İnönü. İki dönemi de eleştirmiş.
Devletin kurucusu Pampa var bir de kitapta ama o kim oluyor o zaman? Ben onu Atatürk diye düşünmüştüm. Kral Subbiluliyuma'nın da uyduğu ve uymadığı yerler var. İki olasılığı da düşündüm, bilmiyorum çok karışık. 😄 Bütün kitaplarını okuyup üstüne bir de detaylı bir araştırma yapıp tekrar bu kitabını okumak gerekiyor sanırım Atsız'ın. 😂 İnce ama fazlasıyla dolu ve alegorik bi eser. Sonuçta yazıldığı dönem öncesinden tut da günümüze kadar uyarlayabiliriz. Hatta günümüze daha çok uyarlayabiliriz, dalkavuktan bol bir şey yok.
Ne söylesem havada kalıyor. Kitabın incelemelerini incelemeye başladım, kitabın ilk romanını dikkatlice okumadığımı fark ettim."Filozof İlanasam", Hasan Ali Yücel'e gidiyor. Başhekim Ziza, Aziz Şevket Kansu oluyor. Yani böyle şeylerle dolu.
Kendi dünyasını kendisi ortaya koymuş Atsız. Subbiluliyuma havada kalıyor. Atatürk'e de gidiyor, İnönü'ye de. Aslında bakış açısına bağlı sanırım biraz. Kim neyi yerleştirmek istiyorsa o karakteri, onu görür.
turkcuturanci.com/turkcu/kitaplar...
Burada Atatürk'e benzetilmekte Subbiluliyuma karakteri.
turanotagi.com/dalkavuklar-gec...
Burada daha bir belirginleşiyor neyin ne olduğu. Daha detaylı analiz.
Düşündüren ve neyin ne olduğu konusunda tartışılır düzeyde bir eser olmuş ilk roman. Ne söylesen havada kalıyor. Dikkatli okumak gerekir.
Hiçbir incelemede kurucuya değinilmemiş. Atsız'ın zaten böyle bir ifadesi varsa tartışmalara yer vermeye gerek yokmuş. Dediği gibi öyle olsa saklayacağını sanmam, fazlasıyla açıksözlü. Ocuların ve şucuların birbirine saldırmak için kullandıkları bir araç olmuş bu kitap bence, herkes kendi istediği yere çekmiş. 😊 Ben de okurken çok dikkatli okumamışım, tekrar okunmayı hakediyor.
İnce detaylara dikkat etmek gerekiyor. Kurucu kısmına fazla odaklanmadım, yine odaklananlar da olmuş incelemelerde. Bu romanı biraz fazla kapalı olmuş, düşündüren tarzda. İçki içmesi ve başkomutan kısmının geçmesi beni Atatürk'e yönlendirdi. İşin içine kurucu da dahil olunca uzaklaştırıyor.
Keşke şu ülke ismini de uydursaydı ya da Hatti yerine Frigya deseydi. Frigya, Ankara'da ya, o açıdan dedim. Ülkenin başkenti Çorum'da değil, Ankara'da malum. Kitapta Hattiler deniyor, yani başkent Çorum'da oluyor. 😂
Ve çocuğu var, o da ayrı bir durum. Doğru neden Hatti mesela? Leblebi kafalılar falan mı demek istiyor? 😂 Nerden tutarsak elimizde kalıyor. 😂 Sanırım vermek istediği mesaja yönelmek bizim için en iyisi.
Atatürk'ün de çocukları var, çocuklarıyız. 😎
Aslında Hititler dese bile iyiydi. Güneş Dil Teorisi ile Hititleri Türk yapmıştık. 😂
Var, olmaya da devam edecek. :)
Hititler olmasa da Sümerler Türk. 😂
Kesinlikle. :)
Sumerler, Türkse; Türkler, Sumer oluyor. 😂
"İlkçağ Tarihi Semineri" diye bir dersimiz vardı üniversitede, hocamız bunu söylemişti. Hiç böyle düşünmemiştim ve mantıklı geldi bana. 😂
Sumerlerle dil olarak özellikle bağlantımız var. "Tengri" mesela Sumerceden gelme. Sumerle ırki bir bağımız varsa gerçekten, Mezopotamya'dan Orta Asya'ya yayılmışız gibi bir anlam çıkar. Bilim açıklasın bunu. Daha doğrusu çözsün bunu. 😂
168 kelime Türkçeden Sümerceye geçmiş, fazlasını eksiğini söyleyenler de var. Bu tesadüf olamaz zaten tesadüf olma ihtimalinin olmadığı da yöntemlerle kanıtlanmış. Yine de detaylı araştırmalar yapılmalı. Sümerler Türk ya da değil bunu iddia etmek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama Türklerle bi ilgileri olduğu kesin. Ticaret falan yapmışlardır belki zamanında. 😂 Kız alıp vermişlerdir falan. 😂
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.