Yorum

Murat Ç isimli okurun asıl gönderisini gör
Samet Ö. okurunun profil resmi
Öncelikle emeğine sağlık hocam, etkinliğe yaptığın bir diğer katkı olarak, bu bölümü dikkatimize sunduğun için. Videonu yeni izleyebildim. İzninle bir yorumsamaya da girişeceğim. Nietzsche'ye fazla anlaşılmaz bir profil çizmişsin diye düşündüm videonun sonunu izlerken. "Nietzsche ne anlatmak istiyor, tabii ki bu yüzyılda biz onu tam anlamıyla anlayamayız. Yanında olsaydık da muhtemelen anlamıyor olacaktık." diye bir cümle kurmuşsun. Yanında olsaydık muhtemelen anlamayacaktık evet, ama tam da bu çağımızda onu anlamaya en yakın durumdayız diyebilirim. Çünkü Nietzsche'nin öngörülerinin bir çoğunun şimdiki gerçeklikle uyuştuğu çağa geldik sonunda, nihilizm çağı. Nietzsche'nin kendine özgü bir kapalılığı var elbette, biz kurgu okumaya alışmış kör okurlar olduğumuz için onun aforizmalarını şöyle bir göz gezdirip geçiyoruz. Nietzsche böyle okunursa, tam da onun istediği gibi, hiçbir şey anlaşılmaz. Çünkü o derinliğe inecek emeği göstermemişizdir, üstinsan göz atmaz, okur ve üzerine kafa yorar, eleştirel bakar. Kitabın daha ana başlığının altında yazar, herkes ve hiç kimse için diye, bu uyarıyı dikkate almamışızdır. Böyle bir körlük içinde elbette Nietzsche anlaşılmaz. Nietzsche'nin uğraşı başkasının bir kitapta anlattığını bir bölümde anlatacak kadar özlü yazmak, okumaya değil düşünmeye vakit ayırmayı sağlamaktı. Bunu dikkate alarak; Zerdüşt'ü hakkını vererek okumak isteyen birinin en az bir ayını buna harcaması gerekir diyebilirim. Nietzsche'yi anlayamayacağımızı söyledikten sonra bazı okurların bundan korkarak geri durduğunu ama korkmamaları gerektiğini söylemen biraz çelişkili bir ifade kalıyor. Bu paylaşılan bölümün bir de cümle cümle, üzerine kafa yorarak okunduğunda anlaşılmayacak bir yanının olmadığını düşünüyorum. Belki Platon'a ya da Hobbes'a yapılan atıfları anlayamaz çoğu okur(bunun elzem olmadığını söyleyebilirim rahatça), ama cümlenin ne ifade ettiğini biraz düşününce anlayabilir. No pain, no gain'dir Nietzsche, en basit ifadeyle. Bu alıntıdan iyi bir felsefeci/akademisyen en az 10 tane YL tezi çıkartır, abartmıyorum yahu. Örnek; gazete kısmı uzun bir temadır, medya uzmanlarına, sosyologlara selam olsun. Ondan sonraki paragraf, servetleriyle yoksullaşanlar, sağlam bir roman konusu olur, Fight Club'da da işlenmiştir. (sahip oldukların sonunda sana sahip olur, bu yolla yoksullaşırsın) Daha uzun yazmayayım, şimdiden okuyan gözler kan çanağına döndü :) Nitelikli okumalar olsun.
Murat Ç okurunun profil resmi
Değerli yorumun için teşekkür ederim Samet. Anlaşılması ve anlaşılmaması, okurların korkması ve korkmaması konularını şöyle açayım, çünkü video uzamasın diye kısa kesince böyle bir anlam çıkmış olabilir. Nietzsche döneminde ne kadar anlaşıldı? Pek anlaşıldığı söylenemez, kitapları dahi ne kadar satıyordu mesela? Satmıyordu, deli saçması deniyordu, okuduğum araştırdığım beni başka bir yoruma sevk etmiyor çünkü. 100 yıl önceki toplum ile şimdiki toplum aynı değil yanına yaklaşamaz. O zamanın devletleri de şimdiki gibi değildir. Niçe yaşadığı zamanın tasvirini ve ötesine geçerken, o zaman anlaşılmadı, şimdiki toplumda farklı bir dünya içerisinde olduğu için 100 yıl önceyi anlamaktan uzak, o zamandan yazılan metinlerden bugünü yaşamaktan zaten uzak. Yanı diyorum ki, o devlet tanımınınşimdi yapsa bambaşka vurur ama ne kadar anlardık? Şimdi anlıyoruz diyorsun, kesinlikle katılmıyorum. Kim bu anlayanlar mesela, kaç kişi? Anladığını iddia eden kişiler ya bu konuya gönül vermiş yani eğitimlerini alıyor olanlar ve bolca bu konularda okuyanlar. Normal bir okur kitabını okur ve geçer alacağını alır alamadığı kalır. Nietzsche okuyan normal bir okur o kitaptan %5 zor alır. Okumaktan korkan insanlara önerdiğim şu aslında. Korkma oku, anlamayabilirsin çünkü anlayan ne kadar,? İnsanca Pek İnsanca kitabını verelim şurada Nietzsche okumamış arkadaşlara, 5 sayfa öncesini anlasın ben yanlış yorum yaptım derim ama güveniyorum bu savıma. Sırf Niçe okuyan ile normal bir okur arasında fark var. Normal bir okur 1 ay vermez kitaba. 1 ay boyunca 10 kitap okur ve anlayacağı şeyleri okumak peşinde koşar anlamayacağı değil. Interseller ı kaç kişi anlayarak izledi, Matrix'i kaç kişi anlayarak izledi mesela? Çok uzak örnekler değil aslında. Hatta Arrival'ı da katalım mı? İnsanlara Nietzsche böyle gelebiliyor. Okuyorlar ama sonuç kısmında eee okuduk ya oluyorlar. İzleyenler de eh işte izledik diyorlar gibi. Çelişmedim aslında kısa olduğu için açmadım uzatmak istemedim konuyu. Anlaşılmamış olabilirim ama fikrimde sabitim. :) Bir kitabında yüz kitaplık bilgi var. Çok anormal değil bana göre anlaşılmaması. İnsanların bu düşüncelere kafa yoracak zamanı var mı sence? Eh olsaydı belki bir şeyler çıkardı ortaya. Anladığını iddia eden veya anlayan kesim, anlamayan veya anlamadığını iddia eden kesimden yeğ midir? Yani anlayan azınlığa, anlamayan çoğunluk ne ifade eder, azınlığın anladığı bilgiye karşın çoğunluğun anlamadığı bilgi ne ifade eder? Bir şey azınlıkta kalıyorsa, ben anlaşılır demem. :) Anlaşılması için daha fazla şeye ihtiyaç var derim. Ve o anlaşılabilirlik (seviyorum ama) üzgünüm Nietzsche de yok. (Tabi ki her söylemi değil burada dar bir alanı kastetmiyorum.) Çünkü anlayanlar da Nietzsche'yi değil, kendi anladıklarını iddia ettikleri şeyleri anlıyorlar. Nietzsche orada duruyor, diğerleri diğer tarafta. Freud 'un anladığı ile Hitler'in anladığı nasıl başkaysa gibi. Ah çok uzun oldu ama sevdim bu yorumları. :) Seni tatmin etmedi biliyorum ama bir gün Nietzsche üzerine gerçekten bir video çekersem o başka olur. Bu kısa bir şeydi ve bu kadar anlatabildim. :)
Samet Ö. okurunun profil resmi
Uzun olsun bizim olsun :) İşte iletiyi açarak bunun gibi yorumlara bir alan yaratmak istedim aslında, videoda eksik kalan şimdi tastamam oldu. Nietzsche döneminde hiç anlaşılmadı. Ama şuan anlaşılması için tam doğru zaman demiştim. Nietzsche'de kendi çağından esintiler de var, belki bunlar tamamen anlaşılmaz bu çağda, ama asıl önemli olan kısımlar ileriye, yani post modern toplumumuza seslendiği yerlerdir. Bunu kitabı bitirdiğinde göreceksin hocam. En çarpıcı kısımlar. Normal okur diyerek konuyu güzel özetledin aslında. Norm'al. Nietzsche'nin sürü diyerek burun kıvırdığı kitledir bu. Vergilius'un ölümünü veya Ulysses'i 2 günde okuyup geçen bir okur düşün. Yüzeye olta attığı için tabiidir ki derindeki büyük balığı kaçırır, kaçırmalıdır da. Normal bir okur Matrix'i aksiyon filmi olarak izler, Interstellar'ı aşk filmi olarak, üzerine kafa yormaz. Bizim çoğunluğa ihtiyacımız yok diye düşünür Nietzsche. Sahiden de dünyayı değiştiren, yaratanlar, yıkanlar, devrim yapanlar yani üstinsanlar yeterli değil midir Murat? Ben ziyadesiyle yeterlidir, yeğdir diyorum, bunu eleştirirsen sana belli ölçüde hak veririm yine de. Bir kitabında yüz kitaplık bilgi var demişsin, kesinlikle birçok kitabı böyle. İnsanların buna kafa yormadığı bir çağa geldik, bunun başındayız daha. Bağırsaklarıyla okumaktır çok okumak, oysa zihnini besleyerek okuyanlara ulaşmaktır asıl amaç. Dünyayı onlar değiştirir. Gelelim yan amaca; ki beni bu etkinliği düzenlemeye iten buydu. Ayda 20 kitap okuyan (bunlardan biri de Zerdüşt olsun) birinin de Nietzsche'den alabileceği şeyler var. %5'ini anlamak bile onun için fazlasıyla iyi bir hissedir. Bu yorumunu ana ileti altına da yapıştırabilirsin, zira düşünceni arı şekilde anlatmışsın. Daha fazla senin imzan bulunan bir videonu izlemek müthiş olurdu, umarım yaparsın. :)
You need to log in to be able to comment.