Senin anlamakta zorlandığın şey olayın genetik ya da kalıtımsal olma zorunluluğunun olmaması. İnsanı insan olarak görüp diğer tüm özelliklerini göz ardı edersen, kimin kiminle romantik/cinsel birliktelik yaşadığı senin söz hakkına sahip olduğun bir konu olmaktan çıkar. Dediğin gibi haddine bile değil. Conversion terapiden bahsederken sadece terapiyi uygulayanlardan kaynak gösterip uygulananlardan bahsetmemen de ne kadar tek taraflı olduğunu gösteriyor. "Ben homoseksüel değilmişim" diyen erkeklerin yanında, conversion terapinin işe yaramadığını, hatta terapistiyle cinsel ilişkiye girdiğini söyleyen homoseksüel erkekleri, ya da terapistin terapi uygulamaktan vazgeçip homoseksüel hayatını özgürce yaşamayı seçtiğini söylediği haberleri de yaz. Olur mu? Çünkü sandığının aksine bir ya da birkaç örnek konunun kapanmasına yeterli değil.
Bir şeyin genetik olması ya da olmaması doğallığı göstermemekle birlikte doğal olması iyiliği/kötülüğü de belirlemez. Eşcinsellik sadece evrimle kompleksleşmiş homo saphiens'ta değil vahşi doğada bizim ideolojilerimizden habersiz yaşayan diğer hayvanlarda da var. Eşcinselliğin 'doğal' oluşu buradan çıkarılıyor zaten, Freud'un tespit ettiği oral dönemde yaşanan psikotik bir sebepten ötürü ortaya çıkmıyor. Biz sadece belirtilerini anca o zaman görmeye başlıyoruz hormonal sebeplerden ötürü. Çok okuyup çok bildiğini sanıyorken aslında sadece taraflı kaynaklar okuduğunu fark etmen gerek.