Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarih(çilik) ve Öykü(cülük): Nerede Nasıl Ayrılıyorlar?
İggers’ın (1997), üniversitelerde ders kitabı olarak okutulan tarihyazımı kitabı, öykü-tarih ve kurgu-gerçeklik ilişkileri üstüne tartışmak için, kaydadeğer başlangıç noktaları sunuyor. Bu bölümde, İggers’ın görüşlerini anarak, fakat ona tümüyle bağlı kalmadan, sözkonusu ilişkileri ele alıyoruz. İggers’ın görüşlerine geçmeden, Avrupa dillerinde
Dil felsefesiyle ilgili şöyle bir slogan vardır: Felsefî problemler, dilin problemleridir.” Bu önemli slogan iki şekilde yorumlanmıştır. Dil felsefesinin doğasının aydınlatılmasında bu yorumlar açınlayıcıdır. Şimdi bu yorumları görelim. “Felsefî problemler, dilin problemleridir.” sloganı, 1. Felsefî problemlerin dilden doğduğunu ifâde eder,
Reklam
Fazla yoruma gerek yok. Kapılar kitli, pencereler kapalı, anahtarlar yok; Almanlardan başka kim içeri girip, hem müdür, hem öğretmen odasının köşelerine pisleyebilir? Almanların vicdanı, sana nasıl anlatayım, becerisinden incedir; bence Almanların vicdanı yaptı bu işi!
Sayfa 215 - Adam Yayınları
Üstü kapalı sözlerle, her türlü yoruma elverişli işaretler iftiradan daha fenadır.
Sayfa 173
Ne var ki, açık metinde, çoklu anlama olasılığı metne sokulmuşken, örnek okur kavramı da bulunur. Açık metinler her yoruma açık değildir çünkü okur metnin sözlüksel ve sözdizimsel örgütlenişiyle sıkı sıkıya tanımlanır. Dolayısıyla kapalı metnin şapkalı yorumlanma olasılığı hep açık kalırke, açık metnin çok sayıda yorumu yazar tarafından öngörülür, dolayısıyla bir ölçüde kapatılır.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Şiî ve Sünnîler arasında önemli bir ayrım, Şeriat’ın temel kaynakları veya içtihat kavramı çevresinde döner. Sünnîler, onuncu yüzyıldan beri içtihat metinlerinin yoruma kapalı olduklarına inanırlar. Ancak Şiîler, yasaların moderniteye uyarlanması gerektiğini, bunun için içtihadı belirli aralıklarla tekrar gözden geçirmenin görevleri olduğuna inanır.
Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
46 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.