Kitap 2 hikayeden oluşuyor... Fakat sanki yanlış anlaşılan bir eser olarak aksettirilmiş... fakirliği övmek, fazlasını istememek, sefalet içinde yaşamayı dayatmak vs.vs.
Kesinlikle böyle değil. Eser doğru anlaşılırsa sefaletin, (ikinci hikayeden bahsediyorum) hırsın, aç gözlülüğün, insanı doğasından çıkarıp dönüştürdüğü durumdan bahsediyor... Fakir ol demiyor, şükret diyor ama sahip olduklarınla, olmadıklarınla, olamayacaklarınla... zenginliğinle de şükredersin fakirliğinle de ama, gözler açsa hırs seni felakete götürür, olay bu aslında....
İlk hikâyeye gelelim, insan neyle yaşar. Elbette sevgi...tabiki sevgi, misafir olduğumuz bu dünyada, sahip olduklarını paylaşmak, sevmek, Allah, Tanrı, Yaratıcı... rehberliğinde hareket etmek neden insanı rahatsız etsin ki? Elbette yorumlar kişiseldir, her yoruma (başkasına dokunmadığı, kirletmediği, üzmediği, zarar vermediği ölçüde saygı duymak gerekir.) Bu da benim yorumum.
Sevginin olmadığı ev ev değildir, hayat hayat değildir, dünya dünya değil....
............Herkese Keyifli Okumalar Dilerim...........