İncil veya Yeni Antlaşma'ya gelince... Onun hakkında Kur'an, Maide Suresi, ayet 110 şöyle yazıyor:
"Allah o zaman şöyle diyecek: Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimeti hatırla! Hani seni mukaddes ruh ile desteklemiştim. Sen beşikte iken, yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun ve benim iznimle kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körű, alacayı iyileştiriyordun."
Bu ayete göre Allah İncil'i İsa'ya öğretmiş. Halbuki İsa yaşadığı sürede ne bir şey yazmış ne de yazdırtmış. İsa'dan sonraki 60-150 yıl arasında, İsa konuşurken yanında bulunanlar veya bulunanlardan öğrenilenler yazıya geçirilmeye başlanmış. Bunlar o kadar çoğalmış ki MS 350 yılında toplanan İznik konsülünde bu yazılanlar ayıklanarak İsa'nın yaşamını, söylediklerini, mucizelerini bazı farklarla anlatan Aziz Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın yazdıkları esas kabul edilmiş, bunlara Yuhanna'nın çeşitli yerlere yazdığı mektuplarla Habercilerin işleri konuları da eklenmiş olarak İncil bugünkü şeklini almış. Çeşitli kimseler tarafından yazılan bu kitapta da çelişkiler var.
Daha sonraları, özellikle 18. yüzyılda İncil'in yazılma tarihleri, yazanlar hakkında çeşitli varsayımlar ortaya atılmış. Apostol Barnabas İsa'nın çarmıha gerilmediğini, gerileninin Judas olduğunu, Hıristiyan öğretmen Bassilides de çarmıha gerilenin Simon of Sirene olduğunu, Mosheim de İsa'nın aslında bulunmadığını, yalnız hayal edildiğini söylüyor.