Bazen en sevdiğim kitapları sondan başa tekrar okurum. Son bölümden başlar ve başa kadar tersten okurum. Bu şekilde okuduğunuzda, kitabın bölümleri de umuttan çaresizliğe, kendini tanımaktan şüpheye doğru gider. Aşk hikayelerinde çiftler sevgili olarak başlar, sonunda yabancı olurlar. Yetişkinliğe ulaşma kitapları yolunu kaybetme hikayelerine dönüşür.En sevdiğiniz karakterler yeniden doğar.
Bir şey tuhafsa, insanlar çamurlu ayaklarıyla girip o tuhaflığın nedenini çözme hakkını kendinde buluyor. Bu beni fazlasıyla rahatsız ediyor; sinir bozucu, küstahlıktan başka bir şey değil. Çok rahatsız olduğumda ilkokulda yaptığım gibi karşımdakinin kafasına kürekle vurarak sesini kesmek istediğim olur bazen.
Beni tanıyan tüm insanlardan beni saklamanı istiyorum. Hiç kimseye rahatsızlık vermediğim halde, herkes çok normalmiş gibi gelip benim yaşantıma karışıyor. Sessizlik içerisinde nefes almak istiyorum yalnızca.
"İçimdeki binlerce kudretin yükseldiğini duyuyorum: kurnaz, şen, durgun, hüzünlüyüm, birinden diğerine dönüşüyorum. Köklerim var ama akıyorum. Baştan sona altın, akıyorum..."
Sözcükler Dalgalar'da yazılı; "Bu mavi hep böyle kalabilse; bu derinlik hep böyle var olabilse; bu an hep böyle sürebilse... Karanlıkta ışık saçtığımı duyumsuyorum. Kuşandım. Hazırım. Bu, bir anlık duraksama, o karanlık an. Kemancılar yaylarını kaldırdılar... Bu çağrı bana. Bu benim dünyam. Her şey kararlaştırılmış, her şey hazır... Köklerim var ama akıyorum... 'Gel' diyorum 'gel.'"