" Her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
Herkes akın akın evleniyor diye " benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye
" eve gitsemde şu üzerimdekini fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. Herkes size " aa biraz manyak galiba" diyor diye onaların diliyle konuşmaya başlamayın. Düşecek ama kalkacaksınız da kimsenin yara izi başkasında sızlamaz, kaşınmaz sadece uzaktan bakıp " acıyor olmalı" dersiniz ( burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşk ile ilintili kullanmıyorum), sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir" ( paulo cohello) tecrübeyi gösterir. Kendiniz olun ve sonunda batsanızda çıksanızda vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin. Tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı da mottonuz
şu olsun: "sa-na-ne....."