"Ama ben yalnızca üç perdede oynadım,beşinde değil!" Doğru söylüyorsun ama yaşamda üç perde bütün oyun anlamına gelebilir.Çünkü her şeyin sonunu belirleyen,seni vaktiyle biraraya getiren ve şimdi de çözülmenden sorumlu olan şeydir.Her ikisinden de sen sorumlu değilsin.Bu yüzden zarafetle ayrıl sahneden,zira seni sahneden alanda da var
Kendime düşünceler Bir insanın Hayatını nasıl idame edeceğini anlatıyor desek yalan atmış olmayız. Karmaşık ve uzun bir kitap olan Kendime Düşünceler üstün bir gayret ve sabır istiyor. Ama Kitap hayatın gerçeklerini direkt anlatıyor ne yazıyorsa doğrudur demek hata olur çünkü kitapta çalışmak gibi bazı fiiller yetirmiştir.Bu büyük bir hata elbette ama yapısı ve konusu itibariyle gayet güzel bir kitap okumanızı tavsiye ederim
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202215k okunma
Her ne olursa olsun siz insanların gönüllerini hoş tutun. Zira gayemiz kul rızası değil Allah rızasıdır. Hem gönül Çalabın tahtı diyor Yunus Emre. Hoş tuttuğumuz gönül onun bunun gönlü değil bizzat Rabb'imizdir o halde...
Aurelius yaşamının sonlarına doğru bu sözleri kaleme aldığından dolayı sanırım ölümün getirdiği ızdırabı hafifletmeye çalışmış.
Kendimize odaklanmanın tek yolu sürekli ölümü hatırlamak ve onun tabiriyle bu değişimin varlığına şükranlar sunmak mı?
Düşünmek lazım.
Katılıyorum ki her şeyin doğru anı vardır. Erken ya da geç değil.
Ben de henüz yeni sararmış bir yaprakken ağacımdan kopmak ve gün batarken serin rüzgarda süzülmek isterim. Kasvetli ve soğuk akşamda buz gibi su ile kurumuş halde kanalizasyona dökülmek değil.
Kendisini hayat gibi zaman zaman tekrarlayan bir kitap. Tekrar tekrar okumak lazım bence.
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202215k okunma
Yunus'un, Vilâyetnâme'de Hacı Bektaş-ı Velî'nin huzuruna gidişi anlatılırken şöyle deniliyor:
"Hacı Bektaşi Veli, Horasan diyârından Rûm'a gelip yerleştikten sonra veliliği ve kerâmetleri etrâfa yayıldı. Her taraftan mürid ve muhibler gelmeye, büyük meclisler kurulmaya başlandı. Fakir halli kimseler gelir, nasib alır
Şunu da unutmamak gerekir ki,
Yūnus, Farsça'nın edebiyat dili kabul edildiği bir ortamda medrese eğitiminden geçmiş olsaydı, her halde Farsça veya Arapça yazar, yahut en azından Türkçe ile bu kadar güçlü eserler veremezdi. Onun büyüklüğü, biraz da sistemli eğitimden geçmemiş olmasına, belki de geleneğin kabûl ettiği üzere, ümmîliğine bağlanabilir.
Yunus'un bilgisi, ilâhî aşk ve ahlâka dayalı, seyr ü sülük ve halvet tecrübeleri yaşanarak elde edilmiş, vehbi ve kalbi bir bilgidir.
Dîvân'ındaki bir beyitten hareketle denilebilir ki, Yûnus Emre iki defa evlenmiş ve bu eşlerinden çocukları olmuştur. Söz konusu beyit şöyledir:
Bunda dahi verdin bize oğul u kız çift ü helâl
Andan dahi geçdi arzum benim âhım didâr için
"Dolaştım dünyayı giymedim başıma taç,
Ne zengini tok gördüm ne de fakiri aç,
Yarabbi öyle bir feyz-i kânaât ver ki;
Namerde değil merde dahi eyleme muhtaç... "
Yunus Emre (k.s.)