Rakı içmeyi çok severdi. Rakı içmenin ritüeli onun için sanat müziği dinlemekti. Yeni müzikleri genellikle hiç sevmezdi. Türküleri çok severdi; Neşet Ertaş, Hacı Taşan… Muharrem Ertaş’a hayrandı. Amma velakin arabeski hiç sev-medi. “Bu piç bir müzik” diyordu. Ben severdim, tartışırdım.
Ben rock dinlerdim onu da sevmezdi. İtfaiye müziği diyor-du gitarların uğultusundan. Ama Jimi Hendrix için “İşte bak Gencölmek budur” demişti.
Yaşantının yüreğinde bir yerde, bir düzen, bir tutarlılık var, yeterince dikkatli, yeterince sevecen, yeterince sabırlı olsak, onu ansızın yakalayabiliriz. Bakalım zamanımız olacak mı?
..huşu içinde bunun insanı nereye götürdüğünü görense, tuzu kuru vatandaşın, kendi küçük bahçesini budayıp cennete çevirdiğini, mutsuz olanın bile, sırtındaki yükle ahlayıp oflayarak ilerlemeye çalıştığını ve hepsinin, şu güneşin ışığını bir dakikacık daha uzun görmek için aynı isteği duyduğunu bilense - evet, o sakindir ve kendi içinde kendi dünyasını kurar ve bir insan olduğu için, o da mutludur. Sonra, ne kadar darda olsa bile, yüreğinde yine hep özgürlüğün ve istediği zaman bu zindanı terk edebilmenin tatlı duygusunu taşır.
Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık
En boş geçen günün o günündür, inan bana.