Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi, Izmir'den kopup gelen "Vatan ordusuna katılınız" başlıklı telgrafı aldıktan sonra halkı cami önüne toplayacak ve haykırarak şu fetvayı verecekti:
Her ne pahasına olursa olsun düşmana karşı koy- mak gerekir. Düşmanın işgal eylediği ülkeler halkı için kavgaya girişmek farz-ı ayn'dır, işgale uğramayan ül- keler halkı için farz-ı kifaye'dir. Ben fetva veriyorum. Silah ve cephane azlığı ya da yokluğu hiçbir zaman kavgaya engel olmayacaktır. Hiçbir savunma aracı bulunmayan bir Müslüman bile yerden üç taş alarak düşmana atmak zorundadır.
Osman Nevres'in Paris'te Sorbonne'da okurken ülkesi için yaptığı siyasi çalışmalar, İsviçre Neuchatel'de sinema perdesini kurşunlaması, Bükreş'e Buxton Kardeşler'e suikast gerçekleştirmesi, Londra'da Avam Kamarası'nı havaya uçur- maya teşebbüsü, Mondros Mütarekesi'nden sonra İzmir'de yaptığı açık ve gizli faaliyetler, yani gazete yayınlaması ve Ege içlerine silah kaçıran bir nakliye şirketi kurması ve ni- hayet sonunda topyekûn bir direniş için Yunan işgalinin ilk saatlerinde kendisini feda etmesi, hiç şüphesiz bir Teşkilatı Mahsusa fedaisi olduğunu belgelemektedir.
Niyazi'yi, Caviť'i, Mustafa Kemal'i, daha binlercesini ve Osman Nevres'i hazırlatıyordu tarihe. Hareket Ordusu, Abdülhamit'in sürgün yeri, Ömer Seyfettin, Aka Gündüz, Ziya Gökalp, Yahya Kemal, Genç Kalemler dergisi... Tutu- cu ve müstebit Dersaadet'e karşı Osmanlı patriyotizminin örgütlendiği serbest şehir... Devrimciler, sosyalistler, Türk- çüler, ayrılıkçılar, liberaller, muhafazakârlar ve anarşistler hepsi, herkes orada...
Muzaffer Sarısözen'in Atatürk'ten derlediği Selanik tür- küsünün sevdayı ölüme galebe çaldıran nakaratında, "Aman ölüm, zalim ölüm üç gün ara ver / Al başımdan bu sevdayı götür yâre ver" biçiminde bir bölüm vardır. Selanik'in ölümle aşk arasında gidip gelen bir tarihi olacağını kim bilirdi ki?
Birkaç kelime bir isim ve ilk kurşun sadece duyduğumuz hayal gibi sözcüklerdi. Aslında direniş devrinde her kişinin hikayesi araştırılmaya ve öğrenmeye değer, hafızaları taze tutmalı her Türk gencine öğretmeli...
Bu ülkenin kalkınması, kurtulması için insanlarımızın tahsil görmesi ve fikren yükselmesi lazımdır. Bir ülkeyi, paşazadeler, hocazadeler değil, alt tabaka içinden çıkacak münevverler kurtaracak.
Amerikalı Amiral Bristol'un kendi adıyla anılan raporu, Anadolu'daki olayların ve savaşın sorumlusunun Yunanlar olduğunu, işgalin bir Türk katliamına yol açtığını belgeleyen ilk uluslararası belgedir. Böylece İzmir'in haksız ve gereksiz biçimde işgal edildiğini açıklanmış oldu.
Yaşar Aksoy, özellikle İzmir ve Milli Mücadele dönemi hakkında çok donanımlı bir yazar. Yunan’a karşı ilk kıvılcımı çakan, gözünü bile kırpmadan önce bombasını patlatıp sonra silahıyla ateş eden kahraman Osman Nevres’i (Hasan Tahsin) büyük bir ustalıkla anlatmış. Adeta roman okur gibi okudum. Çok etkilendim ama aynı zamanda gurur duydum. Tarihimiz Hasan Tahsin gibi kahramanlarla dolu. Ruhu şad, yurdu cennet olsun.
Emperyalizm, sömürgecilik dönemi sonrası Batı Avrupa Kapitalizminin tüm dünyayı ekonomik, siyasi ve kültürel olarak kendi egemenliği altına almak üzere oluşturduğu, insanlığa düşman evrensel saldırı ve sömürü ideolojisidir.
Kuvayı Milliye ise, Anadolu topraklarında köleleştirilip, sömürülmek istenen bir halkın, emperyalizme karşı ihtilal yolu ile
15 Mayıs sabahı... İzmir... Victor Hugo'nın şiirinde bahsettiği gibi Prenses İzmir...
Ne o, gözlerin yaşlı gibi? Yüzün ise solmuş gibi. Oysa tül tül elbisen gibi bembeyazdı her zaman o güzeller güzeli yüzün. Kokusunu mu aldın sen de Hasan Tahsin gibi yoksa? Vatanın gözbebeği, ufka doğru uzanan deryasında kara bir şeyler mi gördün? Düşman
Büyük fedai... Yüce şehit...
Sen tüm gençlik çağının taze umutlarını ve hayata açılmış zevklerini, isteklerini ve gönlünün renk renk rüyalarını bir yana iterek vatan uğrunda yaşamını feda etmek pahasına bir erkek aslan kükremesini andıran o şahane direniş ve savletinle Türk'ün kutsal yurdunda gözü olanlara en güzel dersi verdin. Senin bu kutsal topraklar için toprağa düştüğün o yerde dikilecek olan anıtınla ebedileştirecek olan asil ve kahraman çehren de aynı anlam ve aynı ifade dünya durdukça silinmeyecektir.
Açtı kendini, bir bayrak gibi işte
Ölümün üzerinde Hasan Tahsin...
Bu silah başka silah
Bu ölüm başka ölüm
Gücünüz varsa sizin
Ölümü tutuklayın.
-Şükran Kurdakul-