Ezdiğinden kuvvetli değilsin. .
Ramazan adım adım, büyüyen gözlere basa basa yürüdü.... İşte meydana getirmişti gizliden gizliye biriken meseleleri ve belki de kanlı bir çözüme bağlıyacaktı. .. Hava, tosa hazırlanan koçlar gibi çekilmiş yay gibi gerilmişti. ... Dalaşa girecek azgın hayvanlar gibi soluyordu bir taraftan da. .. Bela kanlı bir kartal gibi avının üstüne inmeye hazırdı. Bıçaklar bilenmişti yürekler doğramaya. .... Soluklar tek tek, soluklar kesik kesik, soluklar ateş gibi alınıp verilmede. Yüreği kuş gibi titreten diş gıcırtısı. .. Bir bardak dopdolu .. zehirden bir bardak, bir damla ister. Bir bardak taşıverecek birden... Ramazan geliyordu. ...
Terliklerini sürükleyerek çocukların odasına doğru yürüdü. Beni neden çağırdınız demekti bu yürüyüş. Fakat kimse aldırmadı onun bu inceliğine; böyle özelliklere ancak romanlarda dikkat ederlerdi.
Reklam
Kapıyı açıp avluya çıktım. Garip görünüşlü bir kedi vardı dışarıda. İri yapılı, parlak siyah tüylü sarı gözlü erkek bir kediydi. Benden korkmadı. Mırlayarak ve bacaklarıma sürtü­nerek yürüdü. İyi bir adamdım ve o da bunu anlamıştı. Hayvanların anlama yolu da buydu. İçgüdüleri vardı. İçeri girdim, o da arkamdan geldi. -SON-
Sayfa 324Kitabı okudu
Seni sevdim Canıma yürüdü bütün zamanlar Yerlere göklere doldum.
Kendi içinde ne yaşıyor bilmiyorum ama yaşarken eğlendiği çok belli. Sahil boyu ıslık çalarak yürüdü. Güvercinle selamlaştı, kediyle şakalaştı, martıya sataştı. Ondaki neşenin yarısı herkeste olsa gül gibi yaşar giderdik. Ne kavga ederdi insanlar kendi aralarında ne de savaşlar çıkardı bir hiç uğruna. Silah yerine düdüklü tencere filan üretilirdi fabrikalarda. Gerçi o zaman da olası bir uzaylı istilasına savunmasız yakalanırdık. Of! Yine yaphm. İlkokulda çizdiğim 23 Nisan resimleri gibi tüm insanlık el ele tutuşmuş gülümserken, şimdi düdüklü tencereyle uzaylı kovalıyorlar. İsmail Abi haklı. Daha fazla düşünme meliyim. Her şey ne kadar güzel. Şu masmavi deniz, bulutların arasından sırıtan güneş, görmese bile bu güzel havanın tadını çıkarmak için her gün gelip de aynı banka oturan Zeynep, onun çantasını çalıp kaçan şu adam. Lan!
Parkta yürüdü, bir an durup boş testili kadın heykeline baktı, Beni burada bıraktılar, diyordu sanki kadın, ve şimdi bu pis suları seyretmekten başka bir işe yaramıyorum, bir zamanlar, beni yaptıkları taş hala beyazken, bu testiden sabah akşam bir çeşme akarken, ben sadece testiyi eğmek için buradaydım,şimdi ondan tek bir damla bile akmıyor ve kimse gelip bana neden akmadığını söylemiyor. Komiser mırıldandı, Hayat gibi, kızım, neden başladığını da neden bittiğini de bilmeyiz.
Sayfa 300 - Kırmızı Kedi Yayınevi (4. Baskı)Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.