Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan
Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun
Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir
Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır
Bu kentin belleğini geri getirecek olan
"Yoksa insan en derin zekânın bile içinden çıkarmayacağı bir çelişmeler karanlığına düşer. Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."
"Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."
Ey genç mücahid, ey bu ümmetin şerefli erkekleri, ey cihad etmekte karar kılmış sadıklar;
Bugün bu ümmetin azimli adamlarının çoğu ölmüş, vehn hastalığına yakalanmış dünya sevgisi ve ölüm korkusuyla aciz kalmıştır. Ümmeti diriltip ve bu ölümden kurtarmalıyız ve iki güzel sona çıkan bu hak yolda Ya zafer ya şehadet diyerek yürümeliyiz.
Bu mücadele ve şehadet çağrısıdır!
Bu yol, cedel, tartışma, gereksiz soru sorma yolu değildir, Ümmet bu marazlarla yoruldu ve şuan içinde olduğumuz duruma düştü.
( Şeyh Ebu Mus'ab Es-suri )
"1.5 milyon masum insanı katletme konusunda anlaşmaya vardılar.. Arkadaşlar her zamankinden daha gür çıkmalı sesimiz.. Her zamankinden daha kalabalık yürümeliyiz.. Her zamankinden daha sık olmalı safımız.. Allah masumların yardımcısı olsun.. Bizlere de güç ve kuvvet ihsan buyursun.."
Allah'ım sen bize kardeşlerimize sahip çıkabilmeyi, izzetli müslümanlar olabilmeyi nasip et
"İnsanın kendi dilediği gibi değil Tanrının emrettiği gibi yaşaması doğru bir yol ama..." Oblomov düşündü: "hayır, insan istediği gibi yaşayamaz, doğrudur." İçinden vakur, isyan dolu bir ses yükseliyordu: " Yoksa insan en derin zekanın bile içinden çıkamayacağı bir çelişmeler karanlığına düşer. Bir gün bir şey istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."